Ama ışık ışınını göremiyor olmanız çok tuhaf, sadece size çarpanı görebiliyorsunuz. | TED | ولكن من الغريب أنك لن يمكنك رؤية شعاع الضوء ، يمكنك ان ترى فقط ما يسقط عليه. |
Ona bir haber bile bırakmadan hastaneden ayrılmanı çok tuhaf buluyorum. | Open Subtitles | فقط وجدت من الغريب أنك تركتى المستشفى حتى دون أن تتركين له ملحوظة |
Sorman çok tuhaf. | Open Subtitles | من الغريب أنك سألت |
Senin bu kitabı okumuş olman çok ilginç. | Open Subtitles | من الغريب أنك تقرأين هذا الكتاب أبضاً |
Senin bu kitabı okumuş olman çok ilginç. | Open Subtitles | من الغريب أنك تقرأين هذا الكتاب أبضاً |
Yeni arkadaşlarım Adin ve La'mavitoplar beni ekmiş olmanın çok tuhaf olduğunu düşündüler. | Open Subtitles | (صديقاتي الجديدات (أدين) و (لبلبلة اعتقدوا أنه من الغريب أنك سحبتي علي |