Hayır, doktor bu sürecin çok önemli bir parçasıdır, inan bana. | Open Subtitles | لا, الدكتور هو جزء هام جداً من هذه العملية, ثقي بي. |
Bu benim için çok güzel bir şey ve bu sürecin bir parçası olmak beni daha çok minnettar yapıyor. | TED | بالنسبة لي، هذا مثير للدهشة، ويجعلني حتى أكثر امتنانًا لأكون جزءًا من هذه العملية. |
Peki bu pek yaygın olmayan biyolojik sürecin ne mantığı var? | TED | إذاً ما الفائدة من هذه العملية البيولوجية الغير المألوفة ؟ |
Sana bu operasyonun bir parçası olmak isteyip istemediğini soracaktım. | Open Subtitles | هل أنت متأكد من أنك تريد أن تكون جزءا من هذه العملية |
Şimdiye kadar gördüğümüz her şey bu operasyonun bir parçasıydı, Paul'da dâhil. | Open Subtitles | كل مارأيناه حتى الآن يعتبر جزءً من هذه العملية بما في ذلك (بول) |
Bu işten tek para kazanan ben değilim. | Open Subtitles | لست الوحيد الذي يصنع النقود من هذه العملية |
Fakat bütün bunların, bilimsel sürecin, bilimsel yöntemlerin bir parçası da hatalıysanız bunu kabul etmektir. | TED | لكن جزء من هذا الشيء الكامل، جزء من هذه العملية العِلمية، جزء من هذا المنهج العلمي، يسمحُ لكم بالاعتراف عندما تخطئون. |
Kontrolünü bitirince dişi sürecin son aşamasını beklemek için geri çekilir. | Open Subtitles | انتهى الفحص، تنسحب لتنتظر المرحلة الأخيرة من هذه العملية |
Öncelikle jürinin değerli üyelerine bu sürecin bir parçası olmak üzere yoğun programlarından vakit ayırdıkları için teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | أولاً أود أن أشكر سيدات وسادة هيئة المحلفين لأخذ وقت من جدولهم المزدحم، ليكونوا جزءً من هذه العملية. |
Öncelikle jürinin değerli üyelerine bu sürecin bir parçası olmak üzere yoğun programlarından vakit ayırdıkları için teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | أولاً أود أن أشكر سيدات وسادة هيئة المحلفين لأخذ وقت من جدولهم المزدحم، ليكونوا جزءً من هذه العملية. |
Tabii ki, anlayabileceğiniz gibi, böylesi bir projede temel bilimsel mücadele, sürecin her aşamasında ortaya çıkan belirsizlik ve tutarsızlıkları ölçmek, değerlendirmek ve göstermektir. | TED | بالطبع، أنت تفهم، التحدي العلمي المركزي لمشروع مثل هذا التأهيل، التحديد الكمي، وهو ما يمثل عدم اليقين وعدم التناسق في كل خطوة من هذه العملية. |
(Gülme sesleri) Gerçek şu ki hayatım boyunca bu sürecin bir parçası oldum. | TED | (ضحك) والواقع هو، أنني كنت جزءًا من هذه العملية طوال حياتي. |
Sanki senin bir parçan kendiliğinden hareket ediyor gibidir, ama bu sürecin her bölümünün her noktası fizik yasalarıyla yönetilir: | Open Subtitles | فيبدو كما لو أنه تصرف حر من تجاهك و لكن كل واحدة من هذه, كل جزء من هذه العملية... هو في الواقع محكوم من قبل القانون الفيزيائي: |
- Curtis, Assad bu operasyonun bir parçası. | Open Subtitles | (كيرتس), (أسد) جزء من هذه العملية |
Bu işten alacağım miktarla vicdana ihtiyacım olmayacak. | Open Subtitles | لن يلزمني ذلك بعد أن أقبض حصتي من هذه العملية |