Sana törenin bu kısmını keselim demiştim. Bu tamamen çağdışı. | Open Subtitles | أخبرتك أن نقتطع هذا الجزء من المراسم إنه عتيق جداً |
Zemin katın bu kısmını Anna için yapmasında babama yardım etmiştim. | Open Subtitles | لقد ساعدت أبي في إصلاح هذا الجزء من القبو خصوصاً لأجلها |
Kütüphanenin çoğu referans kitabının binanın bu kısmına göç ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أن مراجع معظم المكتبة هاجرت إلى هذا الجزء من المبني |
Bana ülkenin bu kısmında şık görünümlü bir erkeğin hep hoş karşılandığı söylendi. | Open Subtitles | قيل لي أن الذكور المؤهلين هم علاج نادر في هذا الجزء من البلاد |
Zihninin o kısmını kapat ve sadece hisset. Kutlama yapıyoruz. | Open Subtitles | أوقف هذا الجزء من عقلك و اشعر فقط نحن نحتفل |
- Şehrin o kısmı çok ıssızdır. - Viraneye benziyor. | Open Subtitles | ـ هذا الجزء من المدينة مهجور ـ أنه يبدو مزبلة |
Tedaviyi durdurun. Tedavinin bu kısmından hoşlanmadım. | Open Subtitles | أوقفوا العلاج لا يعجبني هذا الجزء من العلاج |
İşin bu kısmını sevmediğini biliyorum ama bu da işin bir parçası. | Open Subtitles | أعلم أنّك لا تُحب هذا الجزء من العمل، ولكنه جزء من العمل |
Diğer ülkelerdeki insanlar haberlerde dünyanın bu kısmını duydukları zaman, bu çekişmenin bitmesini dilerler. | TED | الآن، عادةً، عندما يسمع المتلقون الدوليون عن هذا الجزء من العالم، كل ما يريدونه هو أن يزول ذلك الصراع. |
bu kısmını anlıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنتِ تفهمين هذا الجزء من الحديث, أليس كذلك؟ |
Neyse ki onun yanındaki iki çocuğun ormanın bu kısmına düştüğü görülmüş. | Open Subtitles | لحسن الحظ، ولدان من معارفه رأيا سقوط هإلى هذا الجزء من الغابة |
Ve kursun bu kısmına da XFaktörü adını vermişti, İNSAN AZMİNİN POTANSİYELİ. | TED | وقام بتسمية هذا الجزء من المادة "العامل X" امكانيات قوة ارادة الانسان |
Daha önce kampüsün bu kısmına hiç gelmedim. Neredeyiz? | Open Subtitles | لم يسبق لي أن أتيت إلى هذا الجزء من الحرم الجامعي من قبل، أين نحن ؟ |
Ancak tepede uçan robotlar bunu kolaylıkla kendileri fark edebilir ve sonra çiftçiye bahçenin bu kısmında bir sorun olduğunu raporlayabilirler. | TED | والروبوتات تطير فوقها ويمكنها إكتشاف ذلك بشكل تلقائي تم ترسل تقريرًا للمزارع بأنه لديه مشكلة في هذا الجزء من البستان. |
Dünyanın bu kısmında bu mevcut değil ve bence bu işlerin nasıl yürüdüğünü bilmek herkesin hakkı. | TED | لكنها لا تتواجد أساسا في هذا الجزء من العالم، وأنا أشعر أنه من حق كل شخص أن يعرف كيف تسير هذه الأشياء. |
Şu anda da bu mıknatıslar beyninin o kısmını uçuruyor. | Open Subtitles | وحاليًا تقوم هذه المغناطيسات بتضخيم قدرات هذا الجزء من الدماغ |
Bu yüzden o kısmı çözmek epey vakit aldı. | TED | ولذلك فان هذا الجزء من المقعد استغرق وقتا طويلا لانجازه |
İşimin bu kısmından nefret ediyorum güç dinamikleri falan. | Open Subtitles | أنا أكره هذا الجزء من الوظيفة، كما تعلمان ديناميكية السلطة |
Bir görüşe göre beynin bu kısmı bir çeşit pompa gibi davranıyordu. | Open Subtitles | و فكرة أن هذا الجزء من الدماغ يعمل كمضخة أو ما شابه |
Seni şehrin bu tarafına getiren şey nedir? Halka mı karışıyorsun? | Open Subtitles | ما الذي جلبك إلى هذا الجزء من المدينة , تتجول ؟ |
Dünyanın bu tarafında, dolunay Ekim festivalinin sonlarına doğru denk gelir. | Open Subtitles | في هذا الجزء من العالم، الحصاد سوف يكون مهرجان أواخر أكتوبر. |
Geçen yıl rüzgâr çıktı ve bazı külleri buraya savurdu, ormanın bu tarafı yandı. | Open Subtitles | السنة الماضية الرياح هبت وتناثربعضالرمادهنا .. وحرقت هذا الجزء من الغابة وتقيباًجزءمن بيتي.. |
Bu çukura girdiğinde hattın bu bölümünü gözlemekten sorumlusun, tamam mı? | Open Subtitles | عندما تكون هنا فأنت مسؤول عن مراقبة هذا الجزء من الجبهة. |
Bilirsiniz maceranın bu bölümünde sosislere sarılı vaziyette ölümle yüz yüze kalma gibi bir huyunuz olduğu aklıma geldi. | Open Subtitles | وتعرف لذا توقعت انك تنوي ان ينتهي بك المطاف ملفوفا بالنقانق وتواجه الموت المحقق في هذا الجزء من المغامره |
Hayatının o bölümü geçmişte kaldı sanmıştım. | Open Subtitles | لقد إعتقدت بأن هذا الجزء من حياتك أصبح من الماضي |
Bir şey uydurdun. Beyninin o bölümünü çalıştırmaya devam et. | Open Subtitles | لقد قمت بعمل رائع اعتمد على هذا الجزء من دماغك |