Evet, Bu kurabiyeler bu sıralar en saygın sayılan gazeteye ait, yani, Pekin Günlük İşçisi. | Open Subtitles | أجل ، هذا الكعك انتشاره يزيد بإستمرار حسب ما جاء في الصحيفة الصادقة الوحيدة كعك الطالع "بيجن" حقيقي ، أترى؟ |
Dedi ki: "Vay canına, Bu kurabiyeler sahiden berbat." | Open Subtitles | - لقد قال " واو هذا الكعك سيء الطعم بحق " |
Bak, bütün gecemi sana bu kurabiyeleri yapmak için harcadım. | Open Subtitles | انظر , لقد كنت اخبز هذا الكعك طوال الليل |
Bütün bu kurabiyeleri yiyip deli gibi, olabildiğince şişmanlayacağım. | Open Subtitles | , سأتناول كل هذا الكعك , و سأصبح سمينة للغاية |
Bu çörek, sadece hamur ve çikolata sosuyla tatlandırılmış, ama yok böyle bir şey. | Open Subtitles | هذا الكعك جميل جدا و على الرغم من أنه مغطى بالكريمة ، ولكن جميل |
Bu çörek safi protein. | Open Subtitles | هذا الكعك الدنماركى من البروتين الخالص |
Bu kurabiyeler... eskiden çok severdim. | Open Subtitles | ..هذا الكعك لقد كنت أحبه |
Bu kurabiyeler scratchle yapıldı. | Open Subtitles | لقد أعددت هذا الكعك بنفسي |
Bu kurabiyeler yenemez. | Open Subtitles | هذا الكعك غير قابل للأكل |
Bu kurabiyeler, o kadar iyi değil. | Open Subtitles | ولكن هذا الكعك ليس جدا |
Bu kurabiyeler, kızılcık ve elmalı. | Open Subtitles | هذا الكعك بنكهة التفّاح. |
İşte Dean, Bu kurabiyeler senin için, çünkü sen şahanesin. | Open Subtitles | هنا يا (دين) هذا الكعك لك لأنك متحمس |
Biliyorsan, bu kurabiyeleri yaptın ve tabağı oraya kasten bilerek koydun bu da orada kasten, bilerek oturduğun anlamına gelir. | Open Subtitles | إذا كنتِ تعلمين، فإنك خبزت هذا الكعك ووضعتى الطبق بهذه الطريقه بشكل متعمد وهادف وهذا يعنى إنك تجلسين هناك أيضاً بشكل متعمد وهادف |
Onun yerine bu kurabiyeleri ünlü Amerikalı kadın hakları savunucusu Anna Howard Shaw'ın 14 Şubat'ki doğum günü için alacağım. | Open Subtitles | عوضاً، هذا الكعك للإحتفاء بـ 14 فبراير، عيد ميلاد (أنا هاورد شاو)، أشهر امرأة أمريكية |
Mykes, bu kurabiyeleri denemelisin. | Open Subtitles | -مايكس)، عليكِ أن تتذوقي هذا الكعك) . |
Bu çörek taş gibi sert. | Open Subtitles | هذا الكعك صلب مثل طابة الهوكي |