Bu şey her neyse biz gelmeden çok önce ölüp zombiye dönüşmüş. | Open Subtitles | مهما كان ذلك، أنه مات وتحولت غيبوبة الطريق قبل وصلنا إلى هنا. |
Doktor keseyi deldiği zaman, havayla birleşip buhara dönüşmüş. | Open Subtitles | لذا عندما أخترق الطبيب السدادة إصتطدمت بالهواء وتحولت لبخار |
O da eski kıyafetlerini toplamış sevgiyle doldurmuş ve onlar mucizevi biçimde yemeğe dönüşmüş. | Open Subtitles | لذا جمع ملابسه القديمة، خللّها بالحب، وتحولت بشكل إعجازي إلى يخنة. |
Kuzenim şehri hantalca dolaşırken yedi gün hayatım cehenneme dönüştü. | Open Subtitles | فقد حضر أبن عمي إلى المدينة وتحولت حياتي من نعيم لجحيم خلال سبعة أيام |
Sadece Glenn'den daha iyi bir teklif alarak zenginliğe dönüştü. | Open Subtitles | لقد حصلت على عرض أفضل من جلين وتحولت إلى الإزدهار والرخاء |
Dünya'dan birşey, sıradan bir bakteriyi oraya taşımış olabilir... bu bakteri yerel bir organizmadan yeni yetenekler kazanıp ... şimdiye kadar karşılaştığım en ölümcül salgına dönüşmüş olabilir. | Open Subtitles | ربما احدهم قام بنقل بكتيريا غير ضارة من الارض الى ذلك الكوكب وتعلّمَت بعض الخواص الجديدة من الكائنات المحلية وتحولت لأكثر واخطر الامراض التي عرفتها |
Prenses güzel bir deve dönüşmüş ve sonsuza kadar... | Open Subtitles | وتحولت إلى غول جميل وعاشا... في سعادة... |
Amerika'nın eskiden verimli olan merkezini toza dönüşmüş olarak buldular. | Open Subtitles | وتحولت" أمريكا"إلى صحراءبشكل مُفزع |
Parçaları atlara dönüştü ve ben birine binip gittim. | Open Subtitles | وتحولت القطع لأحصنة ركبت أحدها ورحلت بعيدا. |
Taş, silaha dönüştü. Silah, rokete dönüştü. | Open Subtitles | تحولت الصخور إلى بنادق وتحولت البنادق إلى صواريخ |
Oturduk ve konuştuk, sonunda çok güzel bir ortaklığa dönüştü çünkü daha önce hiçbir engelli atlete koçluk yapmamıştı. Hiç ön yargıya kapılmamıştı. ne olduğum ya da ne yapamayacağım hakkında, Daha önce hiç koçum olmamıştı. | TED | جلسنا وتحدثنا وتحولت المحادثة إلى زمالة رائعة لأنه لم يدرب شخصا من ذوي الاحتياجات الخاصة من ذي قبل ولم تكن لديه مفاهيم واضحة عن الامر وعن ما استطيع او لا استطيع عمله، ولأني لم اتدرب من قبل |
Gecenin son ödülüne hızlıca gelelim. Diğer tüm kategorilere karşı Yılın Avustralya Girişimcisi ödülünü kazandığımızda şokumuz herkesin şokuna dönüştü. | TED | وبعد مضي الوقت وصلنا إلى الجائزة الأخيرة لليلة، وتحولت صدمتنا لتصبح صدمة الجميع عندما فزنا بجائزة رائد الأعمال الأسترالي الشاب ضد جميع الفئات الأخرى. |
Kahve içmek için buluştuk, kahve yürüyüşe dönüştü, yürüyüş anlamlı bakışmalara ve oda sessizce durup el ele tutuşmaya dönüştü. | Open Subtitles | التقينا لتناول القهوة، وتحولت القهوة إلى مشي والمشي تطور إلى تبادل النظرات ذات المعنى والصمت الموحي واستفزاز اليد القابضة |