kısa bir süre için de Amber'in birlikte gittiği adamla aynı odadaydı. | Open Subtitles | ما يبدو رأت العنبر عطلة نهاية الأسبوع مغادرتها، وكان لفترة وجيزة في غرفة مع الرجل الذي غادر مع. |
İkinci Körfez Savaşı'nda kısa bir süre görev yapmış. Yağmacılıktan ordudan atılmış. | Open Subtitles | خدم لفترة وجيزة في حرب الخليج الثانية قبل أن |
70'lerde kısa bir süreliğine şehrimiz bir kült etkisindeydi. | Open Subtitles | لفترة وجيزة في السبعينيات مدينتنا اُحتلَت بواسطة طائفة دينية |
Londra'da kısa bir süre boyunca çalışmama devam edebilmek için yalnızca bir kafatası heykeli ile konuştum. | Open Subtitles | لفترة وجيزة في لندن تحدثت فقط عن علم الفراسة وظللت دراستي |
Bence, bir insanın size bunu hissettirmesinden daha önemli bir yetenek yok -- onları günlerinin kısa bir parçasında haraketsiz bırakmak ve meraka yenik düşürmek. | TED | بالنسبة لي، ليست هناك قدرة أعظم من هبة أن يعطيك شخص آخر ذلك الإحساس-- أن تمسك بهم للحظة وجيزة في يومهم وأنت تجعلهم يستسلمون للدهشة. |
Henri-Pierre Noël, Haiti'de doğdu ve büyüdü ancak kısa bir süre ABD ve Belçika'da yaşadı. | TED | "هنري بيير نويل" ولد وترعرع في هايتي، ولكنّه أيضََا عاش فترة وجيزة في الولايات المتحدة وبلجيكا. |
Melissa Wade de genç istihbarat ajanlarının evi olarak bilinen hükümetin finanse ettiği bir yerde kısa bir süre kalmıştı. | Open Subtitles | لكن (ميليسا ويد) أقامت لفترة وجيزة في مبنىً تابعٍ للحكومة، معروف لمتدربي الاستخبارات الشباب |
Mike'ın eğilimli olduğu sezonları söylersek futbol sezonu, beysbol sezonu ve Mayıs ayında kısa bir dönem heceleme sezonu. | Open Subtitles | يميل (مايك) لتحديد حياته بالمواسم موسم كرة القدم موسم البيسبول ولفترة وجيزة في شهر مايو موسم الهجاء |