Nöbette benimle buluşmak istemiyorsun, konuşmak da istemiyorsun. | Open Subtitles | ولا تريدين مقابلتي في غرفة الإستدعاء ولا تريدين التحدث معي |
İşe benim karışmamı istemezsin. İşe kendin karışmak da istemiyorsun. | Open Subtitles | لا تريدين توريطي، ولا تريدين توريط نفسكِ |
Aslında onlara müdahil olmak istemiyorsun. | Open Subtitles | ولا تريدين في الواقع أن تشاركيهم مشاكلهم |
Jim'den hoşlanıyorsun ve kıskanç tiplemelerden olmak istemiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تميلين لـ(جيم) ولا تريدين الغيرة بابتذال، |
Bir sığınakta yaşamak istemiyorsun ve her zaman Clarke'ın sana dediklerini yapan iyi küçük bir asker olmak istemiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ لا تريدين العيش في قبو ولا تريدين أن تصبحي الجندية الصغيرة الجيدة التي تقوم دائماً بما تمليه (عليها (كلارك |