Büyük araba konforu gibi. Ve öyle alelade bir öpücük değildi. | Open Subtitles | اتحدث عن سيارة كبيرة مريحة وهي لم تكن مجرد قبلة بسيطة |
Pantalonu ona dar gelinceye kadar ne yaptığının farkında değildi. | Open Subtitles | وهي لم تكن تدرك انها تفعل ذلك حتي نزعت ملابسها |
Sen de İskoçya'ya Cassie'yi görmeye gittin ve o orada değildi sen de Lachlan adında bir İskoç çocukla düzüşmeye gittiğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | وانت ذهب إلى سكوتلاند لرؤية كاسي وهي لم تكن هناك وتعتقد بإنها خرجت لتعاشر رجل اسكتلندي اسمه لاكلان |
Evet biliyorum ama ölümüyle ilgili bir şey gördüm orada yalnız değildi. | Open Subtitles | نعم، أعرف، لكن جائتني رؤية بشأن موتها وهي لم تكن بمفردها |
Normal atalardan değil, vampir atan. Ayrıca normal aile bireyleri gibi seni andırıyor falan da değildi. | Open Subtitles | وهي لم تكن تشبهكِ و حسب، مثل أحدّ أفراد الأسرة ، بلّ كانت أنتِ. |
Çok ince bir noktaya dokunduğunun, ve Kızılhaç'ın güvenilirliğine karşı ulusal bir sogrulama, ve adeta bir çalkantı başlattığının farkında değildi. | TED | وهي لم تكن تدرك بأنها قد داست على عصب حساس وأثارت تساؤلات الرأي العام ما يقرب من الفوضى، ضد مصداقية منظمة الصليب الأحمر. |
Gözlerinin içine baktım ve gerçek değildi. | Open Subtitles | نظرت في عيونها, وهي لم تكن حقيقية |
- Olivia Deagle. O bir kaltak değildi. | Open Subtitles | أوليفيا ديجل وهي لم تكن ساقطه |
- Olivia Deagle. O bir kaltak değildi. | Open Subtitles | أوليفيا ديجل وهي لم تكن ساقطه |
Neler olduğunun farkında değildi. | Open Subtitles | وهي لم تكن تعلم ما الذي حصل |