"çürüyüp" - Translation from Turkish to Arabic

    • تتعفن
        
    • يتعفن
        
    • تعفن
        
    • تتعفّن
        
    • يذبل
        
    • للتعفن
        
    • التعفّن
        
    • أتعفّن
        
    • ستتعفن
        
    Derilerinde yaşayan renkli algleri atıyorlar, ve geride kalan temiz, ağarmış doku sıklıkla açlıktan ölüyor sonra da çürüyüp gidiyor. TED وإنهم يبصقون الطحالب الملونة التي تعيش في جلودهم وعادة تموت الأنسجة المبيضة جوعاً؛ ثم تتعفن.
    Artık, havasız bir mezarda, kurtlar ve... böcekler etini yer, çürüyüp gider. Open Subtitles حتى تتعفن في قبر ساكن مع الديدان والنمل ينهش لحمها
    Tek seçeneğin zamanını benimle geçirmek, yoksa burada çürüyüp gideceksin. Open Subtitles خيارك الوحيد هو قضاء مدتك معي أو تتعفن في هذا المكان
    Ya Miloş hapishanede çürüyüp giderse! Open Subtitles ومـاذا إذن في أن يتعفن "ميلـوش" في الاسـر!
    Sabıkası oldukça kabarık. Eğer iki cinayet için hapse girerse, çürüyüp gidebilir. Open Subtitles شوط طويل عليه، إن كان هو من أقترف الجريمتان لكان تعفن هُنا طول حياته.
    Dökülmeden bırakılırsa, çürüyüp kokuşacak olan çöpü döküyorum işte. Open Subtitles أنا أقضي على القذارة . التي من شأنها أن تتعفّن إن تُرِكت.
    Toprağa ektiğim her şey çürüyüp ölüyor. Open Subtitles كل شيئ أضعه في الأرض يذبل ويموت
    Ne de olsa bir iki ay içinde balkabağı kafamda çürüyüp gidecekti. Open Subtitles اقصد , اليقطينة يجب ان تتعفن خارج راسي في شهر او شهرين صح ؟
    Bir meyve gibi çürüyüp gideceğini söyledi. Open Subtitles قال انه ستعمل تتعفن بعيدا مثل بعض قطعة من الفاكهة القديمة.
    Adamların alışveriş yaparken o güzel bacağının çürüyüp düşmesini istemeyiz. Open Subtitles فنحن لا نود هذه الساق الجميلة والتي تتسم بالمثالية أن تتعفن
    Birisi gelip onun cesedini bulsun, orada çürüyüp kokuşmasın... diye postayla polis merkezine gönderilmişti bu mektup. Open Subtitles الرسالة أرسلت الى قسم الشرطة لكي يذهب شخص إلى ذلك العنوان ويجد الجثة قبل أن تبقى في المنزل وتتحل أو تتعفن.
    İnşasında bana yardım ettiğin bu hücrede çürüyüp giderken iyi düşünmeler sana. Open Subtitles المتعة التفكير في ذلك أثناء تتعفن بعيدا في هذه الخلية
    Bu el yazmaları ve parşömenler çürüyüp gidiyor. Open Subtitles كل هذه النصوص والمخطوطات تتعفن وتبلى
    Niye tek bir yerde çürüyüp kalmalı? Open Subtitles لماذا تتعفن في مكان واحدة؟
    Herkes çürüyüp toprağa karışırken, sen kurtuluyorsun. Open Subtitles الجميع يتعفن ويصبح رماداً عدا أنتِ
    - Belki senin herif bir Sibirya hapishanesinde çürüyüp gidiyordur. Open Subtitles -ربما الرجل يتعفن بسجن سيبيري
    Brad'le beraber çürüyüp gidemezsin. Open Subtitles لستِ مُضطرة إلى تعفن جنبًا إلى جنب مع (براد)
    Eğer bir meleksen çürüyüp gidersin. Open Subtitles أما إن كنت ملاكاً فعندها تتعفّن حتّى الموت
    Rahmin çürüyüp ölmeden önce o doğurgan kalçalarını hiç değilse bir kez iyi bir amaç için kullanmalısın. Open Subtitles - إستخدمي مفاتنك جيداً قبل أن يذبل رحمك و يموت
    Boş yere yer kaplama, çürüyüp gitme fikrini hiçbir zaman sevmedim. Open Subtitles انا ابدا لم تكن تعجبني .. فكرة اخذ مساحة للتعفن
    İlk 24 saatte vücut çürümeye başlar. Senin yüzünden mezarım bile olmayan bir toprak parçasında çürüyüp gidiyorum. Open Subtitles التعفّن يحدث خلال اليوم الأوّل، أتعفّن في قبرٍ غير معنون بسببكِ.
    Sadece iş için salıvermeliydim! Benim için kurduğun bu hapishanede kendin çürüyüp gideceksin. Open Subtitles وأستخدامك للعمل فقط - ستتعفن بالسجن الذي خصصته لي -

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more