"çalışkan" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعمل بجد
        
    • يعملون بجد
        
    • مجتهد
        
    • كادح
        
    • كادحون
        
    • مجد
        
    • مجتهدا
        
    • مجتهدة
        
    • تعمل بجد
        
    • نشيط
        
    • مكافح
        
    • ومجتهد
        
    • عاملا
        
    • الكادحين
        
    • المجتهدون
        
    çalışkan bir işçiydi, ki bu da yeterince çalışan olmadığı için işimize geliyordu. Open Subtitles لقد كان يعمل بجد , و كان مثاليا بالنسبة لعدم وجود عاملين كثر
    John (gerçek ismi değil bu arada), çok hırslı, çalışkan ve özenli bir çocuktu; dışarıdan bakıldığında gerçekten üstün başarılı, hep en yüksek notları alan biri gibi görünüyordu. TED جون، ليس إسمه الحقيقي، كان طموح يعمل بجد ومثابر ومن الخارج كان منجز بشكل إستثنائي ويحصل غالبًا على أعلى درجة في صفه
    Dürüst ve çalışkan bir adam... bu günahkar dünyada hiçbir yerde, para kazanamaz. Open Subtitles لا يوجد مكان في هذا العالم السيء يمكن للصالحين أن يعملون بجد ليكسبوا
    Bunlar dürüst, çalışkan vatandaşlar yerleşimciler, dükkan sahipleri, yani kısaca şehirleri bina eden kişiler. Open Subtitles ، يعملون بجد هولأء المواطنين، وكنزيل، صاحب متجر، باني المدن.
    Her sene bu muhabir arkadaşım gibi çalışkan insanlara vergi ödetiyorsunuz. Open Subtitles كل سنة تخدعون مراسل صحفي مجتهد كصديقي هنا لكي يدفع الضرائب
    Ama buraya sadece ne kadar çalışkan olduğumu söylemeye gelmedin. Open Subtitles لكنكِ لمْ تأتينَ إلى هنا لكي تُخبرينني أنني موظفٌ كادح.
    Dürüst, çalışkan insanlar evlerini kaybediyorlar. Open Subtitles أشخاص, صادقون, كادحون, شرفاء يخسرون منازلهم.
    Baban asla çok çalışıp vergi ödeyen, çalışkan halktan birini ya da dürüst polisleri öldürmemiş. Open Subtitles تعلمين, والدك لم يقتل أبدا أي عامل مجد, أو مواطن دافع للضرائب أو شرطي برئ
    Tatlı, nazik, zeki, çalışkan ve erkek kıyafetleriyle de sorunu olmayan bir erkek hayal etmişim. Open Subtitles لطيف ، طيب ، ماهر و يعمل بجد و يسعد بملابس الرجال
    - Kilisede birçok kimsesiz çocuk var yerimizde yetersiz bazıları çok zeki ve çalışkan. Open Subtitles عندنا عدد من أطفال الأبرشية متلهفون جدا للمكان بعضهم ذكي و يعمل بجد
    Aynı zamanda Korby'nin, özel, cesur ve çalışkan bir denizci olduğunu da yazdım. Open Subtitles شجاعا ، و بحارا يعمل بجد حتى خلال المعركة كان مهرجا، أليس كذلك ؟
    çalışkan insanları gözü kapalı soymaya çalışan Michael Douglas/Gordon Gekko olmak isteyen piç kuruları. Open Subtitles مايكل دوغلاس، جوردن جيكو يريدون ان يصبحون اولاد حرام يعملون بجد لسرقة الناس الذين يعملون بجد
    çalışkan insanların vatana borcunu ödeyenlerin etnik kimlikleri ne olursa olsun bu ülkede başımızın üzerinde yerleri vardır. Open Subtitles الناس الذين يعملون بجد يشقون طريقهم ولا يهمني خلفيتهم
    Hayır. Başbakanlıkta görevli çalışkan ekibimiz ara vermeksizin çalışıyorlar. Open Subtitles كلا، الكثير من موظفين الحكومة يعملون بجد لتحريك العملية
    Sonsuz sayıda odası olan bir otel ve çok çalışkan bir gece müdürü hayal edin. TED تخيّل فندقاً يحوي عدداً لانهائياً من الغرف ومدير ليلي مجتهد جداً في عمله.
    - Wally haklıymış. Gerçekten çalışkan biri. - Güzel. Open Subtitles واللي كان محقا بشأنة عامل مجتهد حقيقي جيد
    Hizmetçi Nita olarak, çalışkan bir adama, taksi sürücüsü Ted Williams'a aşık olabilirdin. Open Subtitles وفى شخصية الخادمة نيتا, كنت قادرة على الوقوع فى غرام رجل كادح السائق السيد تيد ويليام
    Yavrularına iyi bir başlangıç yaratabilmek için büyük risklere giren çalışkan ebeveynleri tarafından büyütülecekler. Open Subtitles ليُربيه آباءٌ كادحون خاضوا مجازفاتٍ عظيمة ليمنحوا صغارهم بدايةً حسنة
    O gerçekten çok çalışkan ve bir işe ihtiyacı var. Open Subtitles انه عامل مجد حقيقتأً و انه حقاً يحتاج لوظيفة
    Babam iyi biriydi. Çiftçi ortakçısıydı ve çalışkan biriydi. Open Subtitles -لقد كان والدي رجلا صالحا, فقد كان عاملا مجتهدا وجادا
    Mercan resifleri; çok çalışkan hayvanlar, bitkiler, mikroplar ve mantarlar... TED إن الشعاب المرجانية هي حيوانات ونباتات وأحياء دقيقة وفطر يات مجتهدة.
    Sadece çalışkan ve dürüst insanlarız o küçük evlerden başka pek bir şeyi olmayan ve çocuklarımızı rahatlıkla büyütebileceğimiz bir cemiyetin hayalini kuran insanlarız. Open Subtitles نحن مجرد أناس تعمل بجد وصادقون لا نملك الكثير سوى تلك البيوت الصغيرة وحلم بشكل المجتمع الذي نريد أن نربي أطفالنا فيه
    Sakin, içine kapalı, çalışkan biriydi. Open Subtitles رجلٌ هادئ ، يبقي الأمورَ سرية عاملٌ نشيط
    Ona senin tanıdığım en zeki en çalışkan adam olduğunu söyledim. Open Subtitles اخبرته بانك الاذكى وانا اكثر شاب مكافح ولم انتبه الا وهو
    İyi bir adam, çalışkan birisi. Open Subtitles فهوَ رجلٌ طيب ومجتهد جداً في عَمله
    Babam çok çalışkan bir adamdı ama bunu kendim için söyleyemem. Open Subtitles كان والدي عاملا كادحا طوال حياته على عكس ما ارى نفسي
    Dürüst ve çalışkan insanların emekleri aylak azınlığı doyurmak için israf edilmeyecek! Open Subtitles جُــهد الرجال المخلصيـن و الكادحين لا يجوز أن يُستهلك للحفاظ على الكسالى القلة
    Ana malzemesi kendini işine adamış çalışkan yurttaşlar biraz fındık fıstık ve son olarak, ailelerimizin bize verdiği sevgiyi de kattık mı ortaya sıcacık, yaşanacak en tatlı yer olan Buffalo çıkar. Open Subtitles انهم المواطنون المجتهدون هم المكون الساسى مع بعض المجانين التى تم رميها عليها وأخيرا حب عائلاتنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more