"çok uzun süre" - Translation from Turkish to Arabic

    • لفترة طويلة
        
    • لوقت طويل
        
    • طويلاً
        
    • فترة طويلة
        
    • لمدة طويلة
        
    • لمدّة طويلة
        
    • مدة طويلة
        
    • لكثيراً من
        
    • فترة أطول من اللازم
        
    • لزمن طويل
        
    • لوقتٍ طويل
        
    • لمدةٍ طويلة
        
    • طويلة جدًا
        
    Kafanı bavulunda 15 kilo mal bulmaları halinde çok uzun süre hapis yatacağın gerçeğinden uzaklaştıracak herhangi bir şey. Open Subtitles حتى تنسى انك من الممكن ان تذهب الى السجن لفترة طويلة اذا وجدوا 15 كيلو من الكوكايين فى حقائبك
    Aktarım merkezine gidene kadar çok ama çok uzun süre acı çekersin inşallah. Open Subtitles إذن فأتمنى أن يُؤلم طويلاً لفترة طويلة حتى يتم إعادة تحميلك فى السفينة
    Sevgili kardeşlerim çok uzun süre Tanrı'nın gerçek olduğuna inandım. Open Subtitles إخوتي الأعزاء وأخواتي لوقت طويل آمنت بأن الله هو الحقيقة
    Kadınları çok seven biri olarak, bunu çok uzun süre önce öğrenmen gerekirdi. Open Subtitles الرجل الذى يُحب إمرأة مثلك كان يجب أن يتعلم ذلك منذ فترة طويلة
    çok uzun süre bilgisayarla bağlantı kurarsa kendini tamamen kaybedecektir. Open Subtitles إذا ربطت مع الكمبيوتر لمدة طويلة سوف تخسر نفسها تماماً
    çok uzun süre ergenler gibi takılmadığımız sürece bir şey olmaz. Open Subtitles كلا، أعني إلاً إذا أردنا أن نبقى جراء لفترة طويلة حقاً.
    Eğer o fazla kiloda çok uzun süre kalırsanız, muhtemelen çoğumuz için yıllara yayılan bu süreçte beyniniz artık sizin için yeni "normal"in bu olduğuna karar verebilir. TED إذا بقاءت في وزن عالية لفترة طويلة ، ربما لبضع سنين لمعظمنا، فدماغك فقد يقرر ان هذا الطبع الجديد.
    Size bu çalışmaları çabucak anlatacağım, çünkü onları çok uzun süre açıklayamam. TED وسأقودكم بسرعة خلال هذه الأعمال لأنني لا أستطيع شرحها لفترة طويلة
    Kuruma durumunda tohumların yapabildiği şey aşırı ortamlarda çok uzun süre durmak. TED وفي حالة البقاء جافة، ما ستفعل البذرة هو البقاء في بيئة متطرفة لفترة طويلة من الزمن.
    O da, diğer her şey gibi, doğdu; güneşimizin 30 katı büyüklüğe ulaştı ve çok uzun süre yaşadı. TED مثل كل شيء آخر، وُلِدت؛ فنَمَت لتكون حوالي 30 مرة كتلة شمسنا، وعاشت لفترة طويلة جدا.
    MW: Yatakta çok uzun süre uyanık kalıyorsanız yataktan çıkıp başka bir odaya gitmeli ve başka bir şey yapmalısınız. TED ماثيو: إذا كنت تتقلب في فراشك لفترة طويلة مستيقظًا، عليك النهوض من سريرك والتوجه لغرفة أخرى وعمل شيء مختلف.
    Fakat video oyunlarını çok uzun süre koruyabilmemiz için gereken şey bu ve müzeler de böyle yapıyor zaten. TED ولكن هذا ما سيمكننا من الحفاظ على ألعاب الفيديو لوقت طويل حقاً، وهذا ما فعله المتاحف.
    Bazen kendi başlarına çıkamazlar, ve onları çok uzun süre tutarsan, ölebilirler. Open Subtitles أحيانا لا يستطيعون الخروج بأنفسهم، وإن قمت بتركهم لوقت طويل فقد تتسببين بموتهم
    Onu tanıyorsam burada çok, çok uzun süre kalacaksın. Open Subtitles إذا كنت أعرفه حقاً فستبقى هنا لوقت طويل جداً
    Bir yerde çok uzun süre... oturduğu için ölen savaş muhabirini duymuştum. Open Subtitles لقد قرأت عن مراسل الحروب مات جراء الجلوس في مكان واحد طويلاً
    Seninle tanışabilmek için çok uzun süre bekledim. Open Subtitles لقد أنتظرت طويلاً لكي أقدم نفسي بشكل صحيح.
    Çünkü göndermeseydim, seni çok uzun süre önce gömmüş olacaktım. Open Subtitles لأنني لو لم أفعل، لكنت دفنتك هنا منذ فترة طويلة.
    Genelde sevdiğiniz kişiye yabani çiçek vermezsiniz, çünkü çok uzun süre dayanmıyorlar. TED أنت عادة لا تقدم لأحبائك أزهار برية لأنها لا تبقى نضرة لمدة طويلة
    Ama ne yazık ki bu pencereler çok uzun süre açık kalmıyor. Open Subtitles ولكن للأسف لا تبقى هذه المنافذ مفتوحة لمدّة طويلة
    çok uzun süre kalacağımızı sanmıyorum doktor. Open Subtitles لا اعتقد بأننى سنبقى مدة طويلة , يا دكتور
    Seni çok uzun süre çocuk olarak gördüm Tiberius. Open Subtitles لقد اعتبرتك طفلاً لكثيراً من الوثت يا (تيبيريس)
    Ama biz de tutunduk maalesef. çok uzun süre tutunduk. Open Subtitles لكننا تعلقنا بالوضع القائم، للأسف لقد تعلقنا به فترة أطول من اللازم
    Oyundan çok uzun süre uzak kaldım. Ne kadar özlediğimi bile unutmuşum. Open Subtitles لبثت بعيدًا عن اللّعبة لزمن طويل إلى أن نسيت قدر اشتياقي لهذا.
    Bu evrende doğduğunda, çok uzun süre kalırsın. Open Subtitles عندما ولِدتَ في هذا الكون، أنت موجود فيه لوقتٍ طويل جدًا.
    İspiyoncunuz çok uzun süre hiçbir şey hakkında konuşamayacak. Open Subtitles إنّ الواشي المتعلق بك لن يتحدث بشأنِ أيّ شيء لمدةٍ طويلة للغاية.
    Bende de çok uzun süre kalmadı zaten. Open Subtitles ولم أحصُل عليها لفترة طويلة جدًا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more