çok uzun süredir bu anın hayalini kuruyordum... kendi yatağımda yatmanın. | Open Subtitles | لقد كنت أحلم بتلك اللحظة منذ وقت طويل النوم في سريري |
çok uzun süredir ayakta ve iyi birine benziyorsun sadece. Hepsi bu. | Open Subtitles | هو لم ينم منذ وقت طويل ويبدو انكي شخص لطيف |
Ya da belki gerçek Vincent Keller'ı çok uzun süredir saklıyorsundur. | Open Subtitles | أو ربما كنت فقط تختبئ فنسنت كيلر الحقيقي لفترة طويلة جداً |
çok uzun süredir yalnızsın ve kendini nasıl açacağını ve savunmasız kalmayı bilmiyorsun ama bu gerçekten çok iyi bir ilk adımdı. | Open Subtitles | أنتِ كنتِ وحيدة لفترة طويلة جداً أنتِ لا تعلمي كيف تكونِ منفتحةً ، و تكونِ عُرْضَةٌ لكن ذلك كان حقاً خطوة أولى جيدة |
uzanır. Fakat anlaşılması gereken kilit şey bu hızlanmanın çok uzun süredir devam ettiğidir. | TED | ولكن الشيء الرئيسي الذي يجب أن نفهمه هو أن هذا التسارع مستمر منذ فترة طويلة جدًا. |
- Kendisini benim merhametime bıraktı. - çok uzun süredir hasta. | Open Subtitles | رمى بنفسه تحت رحمتي - إنّه مريض منذ وقتٍ طويل - |
Bu şey çok uzun süredir ölü. Daha taze, daha hoş bir şey dene. | Open Subtitles | انه ميت منذه فتره طويله حاول تبدله بشي اجدد وجميل |
O kahveye çok uzun süredir bakıyorsun. | Open Subtitles | بإمكاني رؤيتكِ تُحملقين بتلك القهوة لوقتٍ طويل. |
çok uzun süredir uzaylı yaratıklarla ilgili takıntılarım vardı. | Open Subtitles | لوقت طويل انتابتني الهواجس حول تلك المؤامرات من الكائنات الفضائية |
Ama çok uzun süredir burdaymış diyebilirim. | Open Subtitles | أود أن أقوله هو كان هنا منذ وقت طويل جدا. |
çok uzun süredir gelmiyordum ama ailem beni her hafta yollardı. | Open Subtitles | لم أكن فائقة منذ وقت طويل لكن نعم, إعتاد والداي أن يجبراني على الذهاب كل إسبوع |
Bu şehirde çok uzun süredir, olmamış bir şey. | Open Subtitles | شئ لم يحدث في تلك البلدة منذ وقت طويل جداً |
Bu mesele, çok uzun süredir siyasetin kanayan yarası olmuştur. | Open Subtitles | هذه المسألة لاحقت السياسة لفترة طويلة جداً |
Diyor ki, hala orada olsalar bile, çok uzun süredir bekliyorlar, ve en ufak bir hata patlamalarına sebep olabilir. | Open Subtitles | ويقول أنه إذا ما كان لا يزال موجوداً فإنه كان هناك لفترة طويلة جداً وحتى قنبلة صغيرة يمكنها صنع إنفجار ضخم |
çok uzun süredir onun büyüsüne kapılmıştım. | Open Subtitles | لقد كنت تحت تعويذته لفترة طويلة جداً |
çok uzun süredir evlisiniz, benim hayatımdan daha uzun bir süre. | Open Subtitles | لقد كنت متزوجاً منذ فترة طويلة أطول من عمري |
Ama birbirimizi çok uzun süredir tanıdığımız için, ve beraber bir geçmişimiz olduğu için... | Open Subtitles | لكن للأننا عرفنا بعضنا منذ فترة طويلة لان لدينا تاريخ |
Bak, çok uzun süredir birlikte olmadığımızı biliyorum ve bu çılgınca gelebilir ama... | Open Subtitles | اعرف اننا نتواعد منذ فترة طويلة وهذا ربما يكون جنونيا لكننيفزتُ.. |
Benden çok uzun süredir yapmamı istediğin bir şey. | Open Subtitles | إنه شيء لطــالما أردتني أن أفعله منذ وقتٍ طويل. |
Bu şey çok uzun süredir ölü. Daha taze, daha hoş bir şey dene. | Open Subtitles | انه ميت منذه فتره طويله حاول تبدله بشي اجدد وجميل |
çok uzun süredir tanıdığın ve yok etmek istediğin birine ne denir? | Open Subtitles | بماذا تدعو أحداً معرفتك به تعود لوقتٍ طويل ودائماً ما وددت القضاء عليه؟ |
Sanmam. Tahminimce burada çok uzun süredir kimse bulunmamış. | Open Subtitles | أشك في ذلك، أعتقد أنه لم يكن هناك أيّ شخص هنا لوقت طويل. |
çok uzun süredir arıyordum. | Open Subtitles | -بحثت عنك منذ زمنٍ طويلٌ جدّاً . |
Gördün mü? Çok ama çok uzun süredir.. ..bu tür eşyaları biriktiriyordum. | Open Subtitles | رُحت أجمع أغراض كهذه منذ زمن طويل جدًّا وخططت لهذه اللحظة قرونًا. |