Bu genç hanımefendi arkadaşınız olduğu için çok şanslısınız Bay Neale. | Open Subtitles | انت محظوظ جدا يا سيد نيل لكون هذه الشابة صديقة لك |
Adamım, şanslısınız ki bunlara hiç para vermedim. Hepsini çalmıştım. | Open Subtitles | أنت محظوظ أنني لم آخذ كل تلك الأشياء لقد سرقتُها |
Çikolatasız bir hayat düşünemiyorsanız, 16. yüzyıldan önce doğmadığınız için çok şanslısınız. | TED | إذا كنت لا تتخيل الحياة دون شوكولاتة فأنت محظوظ أنك لم تولد قبل القرن 16. |
Ama siz şanslısınız, Matmazel. Cesur bir adamın aşkına sahiptiniz. | Open Subtitles | لكنكِ محظوظة يا آنستي , لقد كان يحبكِ رجل شجاع |
Bu TED sahnesinde gerçekleşen ilk kostüm değişikliği bu yüzden, bence buna şahitlik ettiğiniz için şanslısınız. | TED | وهذا هو أول تغيير زي على منصة تيد، لذا يا رفاق أنتم محظوظون جداً لتشهدوا ذلك، على ما أعتقد. |
Çok şanslısınız. Botun kıç tarafını sıyırmışsınız. | Open Subtitles | انتما محظوظان لأنكما اصطدتما بمؤخرة القارب |
Eğer yaşadığınız ülkede başkanla bir sorununuz olduğunda yaşayacağınız en kötü şey başkan olamamanızsa şanslısınız. | TED | عندما تعيش في بلد ولديك مشكلة مع الحاكم وأسوأ شيء متوقع حدوثه هو أن يطردك من الرئاسة، فأنت محظوظ. |
- Yedi, kaybeden sayı. - Bu gece çok şanslısınız Bay Morrison. | Open Subtitles | الخاسر سبعة انت محظوظ الليلة يا سيد موريسون |
Burada işte. Bu sefer şanslısınız. Çok iyi durumda. | Open Subtitles | إنها هنا، أنت محظوظ هذه المرة لقد بقيت في حالة جيدة |
Ve de bana görevinizden söz etmeyin. şanslısınız sizi şurada milyonlarca parçaya ayırmadı. | Open Subtitles | ولا تتكلم معى حول هذه المهمة أنت محظوظ انه لا يدمرك إلى مليون قطعة هنا |
Babanız donanmada olduğu için şanslısınız. Sizi buradan almak için bir kamyon gelecek! | Open Subtitles | محظوظ أنّ أباك في سلاح البحرية يسمحون لكم بركوب الشاحنة لنقلكم |
Üstelik, çok şanslısınız. | Open Subtitles | أنت رجلٌ محظوظ. كم ربحت في الشهر الماضي؟ |
Ama siz şanslısınız, Matmazel. Cesur bir adamın aşkına sahiptiniz. | Open Subtitles | لكنكِ محظوظة يا آنستي , لقد كان يحبكِ رجل شجاع |
Bu kadar hünerli bir ajan bölümünüze döndüğü için çok şanslısınız. | Open Subtitles | أنت محظوظة جدا ليكون لديك مثل هذه الموهوبة معك في قسمك |
Polyanna misali iyimserliğinizin tüm operasyona mal olmadığı için şanslısınız. | Open Subtitles | أنتِ محظوظة أن مسرحيّتكِ في الشارع لم تكشف العملية كلّها |
Benimle çalışabildiğiniz için çok şanslısınız. | Open Subtitles | أنتم محظوظون لأنكم تعملون معى، أليس كذلك؟ |
Askerlerim, çok şanslısınız. Yakında gezegeniniz için savaşacaksınız. | Open Subtitles | أنتم رجال محظوظون, قريباً ستقاتلون من أجل كوكبم |
Avukatım golf sahasında olduğu için şanslısınız. | Open Subtitles | سأتكفل بهذا كم أنتم محظوظون أن المحامين في رحلة جولف |
şanslısınız ki yüzü görülmüyor yoksa savcıya verirdim. | Open Subtitles | لكنكما محظوظان أني لم أميز وجهه لأني إذا استطعت.. فيحق لي تسليم هذا الأمر لمكتب المدعي العام |
şanslısınız ki Fransız değilim, yoksa Tanrı aşkına sizi yanaklarınızdan öperdim. | Open Subtitles | ، لحسن حظك أنني لستُ فرنسياً أقسم أننـي كنتُ سأقبل خديك |
Bay Wilson, en önemli kadromuzu dolduracak kadar şanslısınız. | Open Subtitles | يا سيد جاى بيرد ولسون على الوظيفة الهامة جدا لقد كنت محظوظا بالقدر الكافى للحصول عليها. |
Bugün oralar havaalanı terminali gibi. Oda servisini çağırdığınızda üç gün sonra gelirlerse şanslısınız. | Open Subtitles | اليوم أصبحت تشبة دخول المطار,فلو طلبت خدمة الغرف,تكون محظوظاً لو حصلت عليها يوم الخميس |
şanslısınız ki, başınıza bir iş gelmemiş. | Open Subtitles | انتم محظوظين بوجودي هنا لكي لا تتعرضوا لأي شيء اي شيء؟ |
Sanırım bugün şanslısınız. Yumuşak bir yargıcınız var. | Open Subtitles | أعتقد أنكما محظوظتان اليوم لديكم قاضي متساهل |
Ne şanslısınız ki, 2.30 saat içinde kalkan uçakta yeriniz hazır. | Open Subtitles | طائرة علي حجزتم أنكم حظكم حسن من ونصف ساعتان خلال ستُغادر |
Böyle bir köpeğiniz olduğu için şanslısınız bayan. | Open Subtitles | محظوظه لأنه لديك مثل هذا الكلب, ايتها الشابة. |
Bomba patladığında odada olmadığınız için çok şanslısınız. | Open Subtitles | علينا أن نذهبَ ونجدهُ انتَ محظوظٌ جداً انكَ لم تكن في تلكَ الغرفة |
Birileriyle beraber olduğunuz için çok şanslısınız. | Open Subtitles | اوه,أنتما محظوظات جدا لأنكما بصحبة اخرين |
Öyleyse şanslısınız. | Open Subtitles | أنتم المحظوظون. |
Elektrotermal maddeler kullandığınız için şanslısınız. | Open Subtitles | من حسن الحظ أنكِ تستخدمين سدادات حرارية كهربائية. |