"şanslısınız" - Translation from Turkish to Arabic

    • محظوظ
        
    • محظوظة
        
    • محظوظون
        
    • محظوظان
        
    • حظك
        
    • محظوظا
        
    • محظوظاً
        
    • محظوظين
        
    • محظوظتان
        
    • حظكم
        
    • محظوظه
        
    • محظوظٌ
        
    • محظوظات
        
    • المحظوظون
        
    • حسن الحظ
        
    Bu genç hanımefendi arkadaşınız olduğu için çok şanslısınız Bay Neale. Open Subtitles انت محظوظ جدا يا سيد نيل لكون هذه الشابة صديقة لك
    Adamım, şanslısınız ki bunlara hiç para vermedim. Hepsini çalmıştım. Open Subtitles أنت محظوظ أنني لم آخذ كل تلك الأشياء لقد سرقتُها
    Çikolatasız bir hayat düşünemiyorsanız, 16. yüzyıldan önce doğmadığınız için çok şanslısınız. TED إذا كنت لا تتخيل الحياة دون شوكولاتة فأنت محظوظ أنك لم تولد قبل القرن 16.
    Ama siz şanslısınız, Matmazel. Cesur bir adamın aşkına sahiptiniz. Open Subtitles لكنكِ محظوظة يا آنستي , لقد كان يحبكِ رجل شجاع
    Bu TED sahnesinde gerçekleşen ilk kostüm değişikliği bu yüzden, bence buna şahitlik ettiğiniz için şanslısınız. TED وهذا هو أول تغيير زي على منصة تيد، لذا يا رفاق أنتم محظوظون جداً لتشهدوا ذلك، على ما أعتقد.
    Çok şanslısınız. Botun kıç tarafını sıyırmışsınız. Open Subtitles انتما محظوظان لأنكما اصطدتما بمؤخرة القارب
    Eğer yaşadığınız ülkede başkanla bir sorununuz olduğunda yaşayacağınız en kötü şey başkan olamamanızsa şanslısınız. TED عندما تعيش في بلد ولديك مشكلة مع الحاكم وأسوأ شيء متوقع حدوثه هو أن يطردك من الرئاسة، فأنت محظوظ.
    - Yedi, kaybeden sayı. - Bu gece çok şanslısınız Bay Morrison. Open Subtitles الخاسر سبعة انت محظوظ الليلة يا سيد موريسون
    Burada işte. Bu sefer şanslısınız. Çok iyi durumda. Open Subtitles إنها هنا، أنت محظوظ هذه المرة لقد بقيت في حالة جيدة
    Ve de bana görevinizden söz etmeyin. şanslısınız sizi şurada milyonlarca parçaya ayırmadı. Open Subtitles ولا تتكلم معى حول هذه المهمة أنت محظوظ انه لا يدمرك إلى مليون قطعة هنا
    Babanız donanmada olduğu için şanslısınız. Sizi buradan almak için bir kamyon gelecek! Open Subtitles محظوظ أنّ أباك في سلاح البحرية يسمحون لكم بركوب الشاحنة لنقلكم
    Üstelik, çok şanslısınız. Open Subtitles أنت رجلٌ محظوظ. كم ربحت في الشهر الماضي؟
    Ama siz şanslısınız, Matmazel. Cesur bir adamın aşkına sahiptiniz. Open Subtitles لكنكِ محظوظة يا آنستي , لقد كان يحبكِ رجل شجاع
    Bu kadar hünerli bir ajan bölümünüze döndüğü için çok şanslısınız. Open Subtitles أنت محظوظة جدا ليكون لديك مثل هذه الموهوبة معك في قسمك
    Polyanna misali iyimserliğinizin tüm operasyona mal olmadığı için şanslısınız. Open Subtitles أنتِ محظوظة أن مسرحيّتكِ في الشارع لم تكشف العملية كلّها
    Benimle çalışabildiğiniz için çok şanslısınız. Open Subtitles أنتم محظوظون لأنكم تعملون معى، أليس كذلك؟
    Askerlerim, çok şanslısınız. Yakında gezegeniniz için savaşacaksınız. Open Subtitles أنتم رجال محظوظون, قريباً ستقاتلون من أجل كوكبم
    Avukatım golf sahasında olduğu için şanslısınız. Open Subtitles سأتكفل بهذا كم أنتم محظوظون أن المحامين في رحلة جولف
    şanslısınız ki yüzü görülmüyor yoksa savcıya verirdim. Open Subtitles لكنكما محظوظان أني لم أميز وجهه لأني إذا استطعت.. فيحق لي تسليم هذا الأمر لمكتب المدعي العام
    şanslısınız ki Fransız değilim, yoksa Tanrı aşkına sizi yanaklarınızdan öperdim. Open Subtitles ، لحسن حظك أنني لستُ فرنسياً أقسم أننـي كنتُ سأقبل خديك
    Bay Wilson, en önemli kadromuzu dolduracak kadar şanslısınız. Open Subtitles يا سيد جاى بيرد ولسون على الوظيفة الهامة جدا لقد كنت محظوظا بالقدر الكافى للحصول عليها.
    Bugün oralar havaalanı terminali gibi. Oda servisini çağırdığınızda üç gün sonra gelirlerse şanslısınız. Open Subtitles اليوم أصبحت تشبة دخول المطار,فلو طلبت خدمة الغرف,تكون محظوظاً لو حصلت عليها يوم الخميس
    şanslısınız ki, başınıza bir iş gelmemiş. Open Subtitles انتم محظوظين بوجودي هنا لكي لا تتعرضوا لأي شيء اي شيء؟
    Sanırım bugün şanslısınız. Yumuşak bir yargıcınız var. Open Subtitles أعتقد أنكما محظوظتان اليوم لديكم قاضي متساهل
    Ne şanslısınız ki, 2.30 saat içinde kalkan uçakta yeriniz hazır. Open Subtitles طائرة علي حجزتم أنكم حظكم حسن من ونصف ساعتان خلال ستُغادر
    Böyle bir köpeğiniz olduğu için şanslısınız bayan. Open Subtitles محظوظه لأنه لديك مثل هذا الكلب, ايتها الشابة.
    Bomba patladığında odada olmadığınız için çok şanslısınız. Open Subtitles علينا أن نذهبَ ونجدهُ انتَ محظوظٌ جداً انكَ لم تكن في تلكَ الغرفة
    Birileriyle beraber olduğunuz için çok şanslısınız. Open Subtitles اوه,أنتما محظوظات جدا لأنكما بصحبة اخرين
    Öyleyse şanslısınız. Open Subtitles أنتم المحظوظون.
    Elektrotermal maddeler kullandığınız için şanslısınız. Open Subtitles من حسن الحظ أنكِ تستخدمين سدادات حرارية كهربائية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more