| Bu, neden ön taraftan saldırıp sonra arkadan gelerek bize sürpriz yaptığını açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يفسّر سبب قيادتها لنا إلى الباب الأمامي ثم مفاجأتنا من الباب الخلفي |
| Sadece kanama ve DIC'i açıklamıyor, ayrıca yorgunluk ve ateşi de açıklıyor. | Open Subtitles | هذا لا يفسّر فقط التخثر المنتشر العميق والنزف بل أيضاً التعب والحمى |
| Bu her şeyi açıklıyor. Bir yılını onu aramakla geçirmesine şaşmamalı. | Open Subtitles | هذا يوضح كل شيئ, لا عجب أنه قضى سنة يبحث عنها |
| Birşeyi açıklıyor. Unutmayın, bu JavaScript hakkında bir soru. | TED | كان يشرح شيئاً ما تذكروا ,كان سؤالاً عن جافا سكريبت |
| Anlaşılan bir vaizi zehirli bir yılan sokmuş. Görünü de açıklıyor. | Open Subtitles | يبدو أن واعظ تم لدغه بواسطة ثعبان سام، وهذا يُفسر رؤيتك |
| Bu da neden cesedin üstünde ısırma izleri olmadığını açıklıyor. | Open Subtitles | وهو ما يُفسّر سبب عدم وجود علامات عضّ على الجثة. |
| Bu da, bütün bu olanları, yani, bilim ve sanattaki dünya çapında, kendiliğinden atılmış gibi görünen adımları açıklıyor. | Open Subtitles | هذا سيفسر لم توجد كل هذه, كما تعلم ما يبدو بأنها قفزات مبتكرة فورية, و عالمية, في العلم, في الفنون |
| Bu, sizin gerçekliğinizin neden Goa'uld tarafından ezilmemiş durduğunu açıklıyor. | Open Subtitles | ذلك يوضّح لماذا حقيقتك بدت كانها لم تجتاح من قبل الجواؤلد |
| Bunlar, yerçekiminden daha ufak ölçeklerde etkilidirler, bu da sizin ya da benim neden yıldız veya gezegenlerden daha ufak olduğumu açıklıyor. | TED | هذا يحصل على مستوياتٍ أصغر من الجاذيبة، و هو ما يفسّر كوني و إيّاكم أصغر من النجوم أو الكواكب. |
| Bu, son zamanlarda ekildiğin buluşmaları açıklıyor. | Open Subtitles | وهذا يفسّر سبب حادثة إلغاء موعدكِ الأخير |
| Çok sayıda bakteri sayısı ve mevsimsiz sıcak hava sıçanların onu çok yenebilir bulmasını açıklıyor. | Open Subtitles | عدد ضخم من البكتيريا في طقس دافئ غير ملائم يفسّر لمَ عثرت عليه الفئران وهضمته |
| İşte bu bizim teknenin yerini nasıl belirlediklerini ve tekneyi nasıl ele geçirdiklerini açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يفسّر مقدرتهم على تحديد مكاني و أخذي قاربي |
| Afrikada niçin çok kısıtlı davranış değişikliği görüldüğünü açıklıyor. | TED | فهو يوضح لنا سبب محدودية تغير سلوكيات الناس في أفريقيا |
| Bu gerçekten neden Obama'nın bu bölgede daha kötü yaptığını açıklıyor. | TED | وهذا حقيقة يوضح لماذا كان باراك اوباما سيئاً في هذا الجزء من البلاد. |
| - Bu da antik silahlara olan ilginizi açıklıyor. | Open Subtitles | ذلك يوضح مصلحتكم في الأسلحة القديمة صحيح |
| Bunu kullanmakta neden bu kadar kötü olduğumuzu açıklıyor, diğer taraftan neden bir an önce daha iyi hale gelmemiz gerektiğini açıklıyor. | TED | هذا يشرح لماذا نحن سيئون في إستخدامها، لكنها أيضاً تشرح لماذا من المهم للغاية أن نصبح جيدين، بسرعة. |
| Bu neden ölümünden altı ay sonra çalışmasının devam ettiğini açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يشرح كيف أن عمله ما زال مستمرا لمدة 6 أشهر بعد موته |
| Eğer orada açıklanacak herhangi bir şey olmasa da YDP olmaması her şeyi açıklıyor. | Open Subtitles | كان نقص التخثر ليفسر كل شئ إن كان هناك أي نقص آخر يُفسر |
| Bu da halatları ve tırmanma aletlerini açıklıyor. | Open Subtitles | الأمر الذي يُفسّر الحبال ومُعدّات التسلق. |
| Bağ dokusu hastalığı. Prednizonun iyi gelmesini açıklıyor. | Open Subtitles | مرض النسيح الضام المختلط سيفسر لم أراحها البريدنيسيون |
| Ki bu, yetişkin olduğu zamanları hatırlamamasını açıklıyor. | Open Subtitles | مما يوضّح لنا سبب عدم تذكّرها لكل مافي الكِبَر |
| Bu basit teori yaşam hakkında her şeyi yaşamın güzelliğini, evrenin karmaşıklığını açıklıyor ve oldukça da tatmin edici. | Open Subtitles | هذه النظرية البسيطة بشكل لا يصدّق كانت حقا قادرة على تفسير كل ما يتعلق بالأحياء.. الجمال ، والتعقيد، والتنوع. |
| Bu çoğunlukla Silikon Vadisi'nde neyin yanlış olduğunu açıklıyor. | TED | وهذا في الغالب ما يفسر الخطأ في وادي السليكون. |
| Listeria sepsisi açıklıyor muhtemelen kalp problemini de- | Open Subtitles | اللستيريا تفسّر التسمم وربما تفسّر مشاكل القلب |
| Beyinlerle ilgili sürekli yeni şeyler öğreniyoruz ve bu da yapay zekânın neden gerçek beyinlerle aynı düzeyde olmayacağını açıklıyor. | TED | وحيث أننا نتعلم باستمرار أشياء جديدة عن العقول التي توضح كم أن الذكاء الاصطناعي لا يرقى إلى مستوى العقول الحقيقية. |
| - Bu şu zırıltıyı açıklıyor. - Elimizde yeni bir tane var. | Open Subtitles | ذلك يفسر سبب الضوضاء العالية لقد أستبدلناه بواحد جديد |
| Bu, hiçbir şey yapmadan tırnaklarımın içinin neden simsiyah olduğunu açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يفسر لماذا أصابعي تتسخ حتي عندما لا أقوم بأيّ شيء |
| İşte bunlar reklam panosunda bulduğum o izlerin sebebini açıklıyor. | Open Subtitles | هذه شرح لماذا وجدت في عمق علامات المسافة البادئة على لوحة. |
| Bu, öbür kurbanlarda olmayan savunma yaralarının onda neden olduğunu açıklıyor. | Open Subtitles | الذي يُوضّحُ الذي كَانَ عِنْدَها جروحُ دفاعيةُ ولا شيئ الضحايا الآخرينِ عَمِلَ. |