| Geriye canlı olarak ve arkadaşlığımız bozulmadan döndüğümüz için şanslıydık. | Open Subtitles | و قد كنا محظوظين عندما عدنا احياء و صداقتنا سليمة |
| arkadaşlığımız benim için o kadar önemli ki, bunu mahvetmek istemem. | Open Subtitles | صداقتنا بغاية الأهمية لي وآخر ما أريده هو إفسادها |
| Manzara değişebilir ama arkadaşlığımız değişmeyecek. | Open Subtitles | من الممكن أن يتغير أي شيء لكن صداقتنا ستظل إلى الأبد |
| Ama şimdi biliyorum ki, uyanık kalmak senin gözünde, arkadaşlığımız için önemli şeylerden biriymiş. | Open Subtitles | والآن اعلم ان بقائي مستيقظ هوجزء مهم في الصداقة. |
| Bilmiyorum, Laurent. -Sadece... harika bir, arkadaşlığımız var. | Open Subtitles | لا اعلم لما فقط حصلنا على هذه علاقة صداقة |
| Bildiğim kadarıyla, arkadaşlığımız beni tehdit etmeye çalıştığı zaman sona erdi. | Open Subtitles | على حد علمى, صداقتنا انتهت عندما حاول إبتزازى |
| Ama biz ateşin çemberinden geçerken, arkadaşlığımız her geçen gün daha da güçleniyor. | Open Subtitles | ريثما كنا نواجه الصعاب، إزدادت صداقتنا قوةً كل يوم |
| Acaba kaşlarını söksem arkadaşlığımız etkilenir miydi ? | Open Subtitles | أظنّ أن صداقتنا ستتداعى لو اقتلعتُ الآن عينيه من مقلتهما |
| arkadaşlığımız adına bunu yapmanı bekliyorum. | Open Subtitles | وأتوقع منك الآن أن تقوم بذلك بإسم صداقتنا |
| arkadaşlığımız satrançla başladı... ve hemen takımın bir parçası oldum. | Open Subtitles | بدأت صداقتنا بالشطرنج أصبحت جزء من مجموعته بسرعة |
| bunlar geçici ama sana karşı duygularımız, arkadaşlığımız bu asla değişmeyecek. | Open Subtitles | .. ولكن شعورنا تجاهكِ، صداقتنا هذا لن يتغير أبداً |
| Çünkü arkadaşlığımız senin için hep erkeklerle cilveleşmelerinden sonra geldi. | Open Subtitles | لأن صداقتنا دائماً ما تأتي بالمرتبة الثانية بعد مداعباتكِ مع الرجال |
| Başarılı bir şekilde beklentileri yükselteceğiz, böylelikle arkadaşlığımız duyurulduğunda | Open Subtitles | سننجح في تهدئة الضجة والحماس وبحلول ذلك الوقت سنعلن عن صداقتنا |
| Oh, ayrıca sen burada bana artistlik yaparken kendinin de öğretmeninle birlikte olmayı hayal ettiğine arkadaşlığımız üzerine iddiaya girebilirim. | Open Subtitles | وبينما انت مشغول بمحاكمتي سأراهن على صداقتنا التي جعلتها خيال على مرتين مع مدرستك |
| Ve eğer arkadaşlığımız gerçekse ki öyle olduğunu biliyorum, bunu atlatabiliriz. | Open Subtitles | وإن كانت صداقتنا حقيقيّة، وأنا أعلم أنها كذلك، فسوف نتمكّن من تخطّي هذه المرحلة. |
| Sana para ödüyorum diye arkadaşlığımız bozulacak değil. | Open Subtitles | كوني أدفع لك نظير خدماتك لا يقلل من صداقتنا |
| Evet, çok fazla. arkadaşlığımız kökünde asimetrik olduğu için. | Open Subtitles | أجل، مبالغ بها، لأن صداقتنا في الاساس غير متناظرة |
| Birbirimize karşılıklı destek olacağımız türden bir arkadaşlığımız olsun istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن يكون لدينا هذا النوع من الصداقة أن يكون بيننا مساندة بشكل متبادل. |
| Kayda geçirmememizin... tek sebebi... arkadaşlığımız. | Open Subtitles | .السببالوحيدأننالم. نصعدالأمر, .هو. بسبب الصداقة |
| Cömert bir arkadaşlığımız olabilecekken bu sertliği ve kötü duyguları görmek gerçekten üzüyor beni. | Open Subtitles | ما يؤلمني بحق هو رؤية الصداقة القوية تتقلص للحدة والمشاعر السيئة |
| - Çok güzel bir arkadaşlığımız var. Neden böyle güzel bir şeyi mahvedelim? | Open Subtitles | إن لدينا علاقة صداقة جيدة لماذا نفسد الامر الجيد؟ |
| Olacak. arkadaşlığımız olduğu sürece bize hiçbir şey yapamazlar. | Open Subtitles | سيكون بخير طالما اننا محتفظين بصداقتنا |
| - arkadaşlığımız üzerine yemin ettirdi bana. | Open Subtitles | جَعلتْني أَتعهّدُ بصداقتِنا |
| Galiba senin suratınla bizim arkadaşlığımız akraba falan olmalı. | Open Subtitles | يبدو وكأن وجهك وصداقتنا بمثابة أضرار جانبية |
| Çünkü arkadaşlığımız -- kız arkadaşlıklar kız kardeşliğimize sadece bir sıçrama ve kız kardeşlik dünyaya verecek çok kuvvetli bir güç olabilir -- olması gerektiği gibi yapmak için -- insanların çaresizce ihtiyaç duydukları şeyler. | TED | لأنه صداقاتنا-- صداقاتنا مع بعض هي أمل لعلاقتنا الأخوية، والأخوية هي مصدر قوي للقوة، لإعطاء العالم -- لجعله كما يجب أن يكون -- الأمور التي يحتاجها الناس بشدة. |
| Yani arkadaşlığımız aklımızdan geçenleri söyleme boyutuna mı ulaştı? Özür dilerim. | Open Subtitles | إذاً صدقتنا وصلت إلى اننا نقول أي شئ نفكر به ؟ أنا أعتذر |
| Ama kalbinde beni affedecek yeri bulabilirsen yaşadıklarımız sayesinde ekstra güçlü bir arkadaşlığımız olabilir. | Open Subtitles | لكن إن كان بإمكانك أن تكافح من قلبك لتغفر لي بإمكاننا أن نحظى بصداقة مميزة وقوية بسبب ما مررنا به |
| Artık ne kadar sürecekse arkadaşlığımız. | Open Subtitles | -إلى أن ينفذ سهم القدر |