"bana işkence" - Translation from Turkish to Arabic

    • تعذبني
        
    • تعذيبي
        
    • عذبني
        
    • بتعذيبي
        
    • يعذبني
        
    • تعذّبني
        
    • عذّبني
        
    • لتعذيبي
        
    • عذبوني
        
    • عذّبوني
        
    • تعذبيني
        
    • ان اعانى
        
    • يعذبونني
        
    • أواجه مضطهديني
        
    • تعذبنى
        
    bana işkence yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles لست مضطرا ان تعذبني اسمحي لي ان اصلح الامر معك
    Ona iftira atarak bana işkence etmek istiyorsan bırak dua etmeyi, unut pişmanlığı! Open Subtitles اذا كنت قد فعلت لتسىء ظني بها و تعذبني فلا تصلي بعد الآن قطا و اخرج عن انسانيتكً
    Birisine yüzük verdiğim için bana işkence mi ediyorsun? Open Subtitles هل تريدين تعذيبي لأني أعطيت أحدهم خاتما؟
    Beni dövdü, bana işkence etti ve sırada sen varsın tatlım. Open Subtitles إنه يحتجزني رهينه ضربني عذبني وأعتقد أنك التاليه , حلوتي
    Öbür dünyada ceza kestiğim herkes kızgın demir ve kıskaçlarla bana işkence yapıyor. Open Subtitles كل الأشخاص الذين قابلتهم يقومون بتعذيبي بكماشة من حديد حمراء ساخنة
    Eğer zihnin bunu yeteri kadar istiyorsa. Bu yüzden mi bana işkence ettin? Open Subtitles لأجل هذا السبب تعذبني لكي أريد هذا كبديل
    Harry'nin renksiz dudaklarının Kay'inkilere asla değmemesi gerektiği düşüncesi gece gündüz bana işkence ediyordu. Open Subtitles فكرة ان هذه الشفايف عديمة اللون لهاري يجب ان تضغط على فم كاي تعذبني ليل ونهار
    - Yani ya ona ya da bana işkence söz konusu. Open Subtitles رائع, أما ان تعذبه أو تعذبني ؟ هناك شخص قادم
    bana işkence etme konusunda hastaca bir zevk alıyor resmen. Open Subtitles كأنّها وجدت نوعاً من المُتعة المُقززة في تعذيبي.
    Belli ki koltuğu sevmediğimi biliyor ve bana işkence yapıyor. Open Subtitles من الواضح أنه يعلم أني لا أحب الكرسي وهو يحاول تعذيبي
    Vanek'in bana işkence yapmak istediğini, öldürmek istediğini ve biraz daha işkence yapmak istediğini biliyordun. Open Subtitles أنت تعلم بأن فانيك أراد تعذيبي قتلي أو تعذيبي أكثر
    bana işkence etti fakat Kutuları nereye sakladığımı söylemedim ona. Open Subtitles عذبني لكني لم اخبرة بمكان اخفائي للصناديق.
    Ben, o bana işkence etti. Ve diğer insanları infaz etti. Open Subtitles بين ذلك الشيء قد عذبني واعدم اناسا اخرين
    Arkadaşlarının yaptığı gibi, bana işkence et, çünkü bilmediğim bir şeyi sana söyleyemem. Open Subtitles عذبني كما فعل صاحباك. لانني لا استطيع أن أُخبركَ بشيء لا اعرفه.
    Bu, düşman bana işkence eder de bilgi sızdırırsam diye bir önlem. Open Subtitles لقد فعلنا ذلك لكي نمنع تسرب المعلومات عن طريقي عندما يقوم العدو بتعذيبي
    Çünkü bana işkence yapmaktan çok hoşlanıyorsun. Open Subtitles كيف لك أن تعرف ؟ لأنكِ تستمتعين بتعذيبي كثيراً
    - Dua ederken gece bana işkence yapıyor. Hepsi ikiyüzlü. Open Subtitles ثم يعذبني في الليل أنه يصلي كالمنافقين في السجن
    bana işkence edersen sinirlenip yardım etmekten vazgeçebilirim. Open Subtitles ما إن تعذّبني إلّا وسأغضب، وعندئذٍ لن أرغب في مساعدتكما.
    bana işkence yaptı. Bıçakla kesecekti. Open Subtitles لقد عذّبني كان سيقوم بتقطيعي
    Çünkü manyak, ayrıca bana işkence yapması için bahane oluyor. Open Subtitles ــ لأنها مجنونة وهذا يمنحها مبرراً لتعذيبي
    Ama onlar bana işkence yaptı. - South Glen Lisesi'ne geri dönemem. Open Subtitles وهم فقط عذبوني لا أستطيع العودة إلى غلين الجنوبية
    Beni havasız bir odada beş ay tuttular. bana işkence ettiler. Open Subtitles أبقيتِني خمسة أشهر في غرفة بلا تهوئة، لقد عذّبوني
    Bunca zaman bütün o şeyleri bana işkence yapmak için yaptığını sanıyordum. Open Subtitles كل ذلك الوقت أعتقدت بما تفعلينه كل تلك الأشيأ الصغيرة كي تعذبيني
    Niye bana işkence ediyorsunuz? Open Subtitles لما على ان اعانى كل هذا ؟
    bana işkence edecekler! Open Subtitles هم سوف يعذبونني
    bana işkence edecek herkesle yüz yüze olmak istedim! Open Subtitles أخترت أن أواجه مضطهديني وجهاً لوجه
    O kafadan çatlak. Deliririm orada. bana işkence ediyor. Open Subtitles انها معتوهة , سأفقد صوابى انها تعذبنى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more