"ben daha çok" - Translation from Turkish to Arabic

• أنا أكثر
• أنا مثل
• أنا أقرب
• إنّي أشبه
• انا اكثر
• كنت أفكر أكثر
• كنت أفكر في
• أنني مهتم أكثر في
• أَنا أكثر مِنْ
• كنتُ أفكر أكثر
• أميل أكثر
• أكثر ب
• اكرهك اكثر
• اننى اكثر

Ben daha çok %99.5 in neler yaptığıyla ilgileniyorum. Bunu yapmak istemeyen insanların.
أنا أكثر اهتمام بما يحدث لل99.5 الباقين من الناس الذين لايريدون فعل ذلك.

Bu onun gibi değil, Ben daha çok Scotty gibiyim.
هذه ليست من هذا القبيل. أنا أكثر شبها بـ سكوتي.

Ben daha çok bu tür yaratıcı uygulamalarla ilgiliyim.
أنا أكثر اهتماما بهذا النوع من التطبيقات الإبداعية التي يمكننا القيام بها معه.

Wolf Blitzer daha çok TV spikeri gibi. Ben daha çok Woodward ve Bernstein'a benziyorum.
ولف بليتزر"مراسل تلفزيوني" " أنا مثل "ودورد"و "بيرنستين

Ben daha çok küvette yıkanmayı severim ama sağ ol.
لا أنا أقرب إلى رجل يحب الأستحمام لوحده ولكن شكراً لك

Ben daha çok, bu takımın sinirleriyim.
إنّي أشبه بمركز القيادة للفريق.

Ben daha çok orada sıkışıp kalmaktan endişeliyim, efendim.
انا اكثر قلقا قليلا سيدي بخصوص العودة الي هناك

Ben daha çok bu Goa'uld'ları kimin neden öldürdüğü ile ilgiliyim.
الآن أنا أكثر قلقاً بشأن من قتل الجواؤلد و لماذا

Sana ağrı için ilaç vereceğim.Ben daha çok yaşadığın "şuur kayıplarından" endişeliyim.
سأعطيك دواء للألم. أنا أكثر اهتماماً بالإغماءات التي تحدث لكَ

Ama Ben daha çok neden karşılaştığımızı bilmek istiyorum.
لكن أنا أكثر إهتماما لمعرفة لماذا إجتمعنا.

Lindsay, açıkçası Ben daha çok senin için endişeliyim.
ليندساي، لأقول لك الحقيقة، أنا أكثر قلقا عنك.

Ben, daha çok senin ve FBI'ın hakkında ne dediğiyle ilgileniyorum.
أنا أكثر إهتماماً فيما يتعلّق بشأنك وبشأن مكتب التحقيقات خاصتك.

Ben daha çok inceldiği yerden kopsun diyecek tarzda bir kızım.
أنا أكثر من تمزيق الإسعافات الأولية من نوع فتاة.

Ben daha çok "Mini Cooper'a binen, yün yelekli gey." gibiyim.
أنا مثل " كوبر الصغير مع السترة الشاذة "

Ben daha çok perde arkasındaki adamım.
أنا أقرب للرجل الذي يعمل خلف الكواليس

Ben daha çok kuzgunum, sence de öyle değil mi?
إنّي أشبه بغراب، ألا تظنّ ذلك؟

Anlıyorum. Ben daha çok geceleri severim.
انا افهم انا اكثر من مجرد شخص ليلى

Ben daha çok, seni öğle yemeğine götürmek gibi şeylerden bahsediyordum.
لقد كنت أفكر أكثر في أن أحضر لك شيئاً على الغداء

Ben daha çok casus uydu ya da deneysel teknolojiyi düşünüyordum.
لقد كنت أفكر في أشياء مثل أقمار التجسس أو التقنيات التجريبية

Ben daha çok bu "6" denen adamı yakalamakla ilgileniyorum.
أنني مهتم أكثر في التدقيق بأمر هذه الـ"6".

Ben daha çok One Direction seviyorum.
أَنا أكثر مِنْ إتّجاه واحد يَدُورُ نفسي.

Çünkü Ben daha çok düşünüp benim gitmemin daha iyi olacağına karar verdim.
لأنني كنتُ أفكر أكثر ، وتأكد لي -كم من المنطقي لي أن تذهبي

Ben daha çok dağı, taşı, toprağı severim.
إنني أميل أكثر للجبال والأرض عديم الخبرة نوعاً ما فيما يتعلق بالبحر

Ben daha çok Cirque du Soleil veya Celine Dion'u izleriz diye düşünmüştüm.
حسنا, لقد كنت أفكر أكثر ب "سيرك دي سوليل" أو "سيلين ديون"

- Ben daha çok.
- اكرهك اكثر.

Sahi mi? Çünkü Ben daha çok Damon gibi olduğumu düşünüyordum.
حقاً ، لأننى اعتقد اننى اكثر شبهاً بـ "ديمون"