- Epey yakışıklı olduğunu biliyoruz. - Ayakkabılarından pek hoşlanmadım. | Open Subtitles | ـ نعرف إنه جذاب للغاية ـ لم يعجبني حذائه كثيراً |
Ayrıca, son kez burada olduğumdan bu yana yaptığın şeylerden hiç hoşlanmadım. | Open Subtitles | وأيضا , يعجبني ما فعلتيه بالمكان منذ آخر مرة كنت فيها هنا |
TBP: Bundan hoşlanmadım çünkü programı hükümetin yönetmesiyle sonuçlanıyor. | TED | ت.ب.ب: لا يعجبني ذلك لأنه في النهاية ستدير الحكومة البرنامج. |
Yardım etmek istiyorum, senden hoşlandığımdan değil, ki hoşlanmadım, sırf macera kokusu aldığım için ve buna dahil olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد مساعدتك وليس لأنّك تعجبني، لأنّك لا تعجبني لحدّ الآن، لكنّي أشتمّ رائحة المغامرة، وأنا أريد المشاركة بشدّة. |
Tamam, o aileden hoşlanmadım. Başka bir alternatifimiz var mı? | Open Subtitles | لا أحب هذه العائلة أهناك عائلة آخرى يمكننا الحصول عليها؟ |
Fransa bayrağını boğa güreşi pelerinine benzetmenizden hoşlanmadım. | Open Subtitles | أنا لا يعجبني تشبيه علمنا براية مصارعي الثيران |
Bu Amerikalı'dan hiç hoşlanmadım! - Kiralık bir silahşör için fazla akıllı. | Open Subtitles | لا يعجبني ذلك الأمريكي انه اذكى من ان يكون قاتلا ماجورا |
Hayır, hayır. O çok çirkin bir köpek. Ondan hiç hoşlanmadım. | Open Subtitles | لا, ذلك كلب غريب لا يعجبني ذلك الكلب أبداً. |
Birisi, önüme bir ayna koyup, kendimi görmeme yardım etti... ve gördüğüm şeyden biraz olsun hoşlanmadım. | Open Subtitles | شخصا ما وضع مرآة امام وجهي ولم يعجبني ما رأيته أبدا |
-Tabikide. Şey,bir dostum vardı beni düdüklemek istiyordu. Bir süre, ama ben bundan hoşlanmadım. | Open Subtitles | حسناً ، كان هناك شخص حك مؤخرتي ذات مره ، ولكن لم يعجبني ذلك |
Bundan hoşlanmadım. Dördüncü günde ciddi bir saldırı. | Open Subtitles | لا يعجبني الأمر خرق شديد في اليوم الرابع |
Trevor'la biraz konuştuk, ve bana anlattıklarından hiç hoşlanmadım. | Open Subtitles | نعم , لقد تحدثت إلى تريفور و حقيقة لم يعجبني ما سمعت |
Bizimle o şekilde alay etmesinden hoşlanmadım. | Open Subtitles | فيمَ كنتِ تفكّرين؟ لم تعجبني طريقة ضحكه علينا. |
Dün bıraktığın sesli mesajındaki ses tonundan hiç hoşlanmadım. | Open Subtitles | لم تعجبني عصبية كلامك على الرسالة الصوتية ليلة امس |
Soldaki kukladan hoşlanmadım. Çenesi çok ürkütücü. | Open Subtitles | لا تعجبني الدمية التي على اليسار ذقنه مخيفة |
Hammond, senden hiç hoşlanmadım, ama akran bir polisin batışını görmekten nefret ediyorum, | Open Subtitles | هاموند , وأنا لا أحب لك, لكني أكره أن أرى ضابط زميل النزول, |
Kokuyor. Buradan hoşlanmadım. | Open Subtitles | هناك العديد من الروائح السيئه و الضوء مرهق و لا أحب المكوث هنا |
- Bu kadından asla hoşlanmadım. Buyurun, Bayan Hudson. | Open Subtitles | انا لا احب هذه المرأة مطلقا ادخلى يا سيدة هدسون |
Senden hiç hoşlanmadım, hoşlanmayacağım da. | Open Subtitles | انت لا تعجبنى فلم ولن تعجبنى ابدا |
Hayır. İtham ettiğin şeyden de hoşlanmadım. | Open Subtitles | لا، و انا لا يُعجبني ما اُتّهم به |
Bundan hoşlanmadım. Ayrıca şu an senden de hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لا يروقني هذا وحاليًا لست بمحبة لك أيضًا |
Yakında araba kullanacak olma fikrinden hoşlanmadım. | Open Subtitles | لا تروق لى فكرة قيادتك للسيارة بهذه السرعة |
Bu oyunu yönetmeyeceğim. Bu oyundan hoşlanmadım. | Open Subtitles | لَنْ أعْمَلُ هذه المسرحيّةِ لا أَحْبُّ هذه المسرحيّةِ |
Aferin kızıma. Adamım. Oksijen hücrelerinden hoşlanmadım. | Open Subtitles | ربّاه، لاتعجبني نسبة الكريات الحمراء لديه |
- Buradan hoşlanmadım. - Dik dur. | Open Subtitles | لايعجبني الوضع هنا - قفي باعتدال - |
Bayan Springer'den hiç hoşlanmadım. | Open Subtitles | كل هذا الركـــض والقفـــز ! و أنا لا تروقني آنسة ً سبرينغـــر ً |
Ona çekici çağırdığını söylemene rağmen lastiği kontrol etmesinden hoşlanmadım. | Open Subtitles | أنا، أنا فقط لا أحبّه أن يفحص الإطار بالرغم من أنّكِ أخبرتيه أنّكِ طلبتِ سيارة السحب |
Bundan hoşlanmadım. Hiç hoşlanmadım. | Open Subtitles | . لا يروق لي ذلك لا يروق لي ذلك على الإطلاق |
İtiraf etmeliyim ki senden hiç hoşlanmadım Scottie. | Open Subtitles | (علىّ الإعتراف بأنني لم أكُن مُعجباً قط بكِ يا (سكوتي |