| Kaptan, payının 2 mislini, mürettebattan herbiri 1 pay alıyor. | Open Subtitles | قائدك يحصل على حصة مضاعفه وباقي الطاقم الاربعه يتشاركون الباقي. |
| Şu zaman şeyinde sıkıştın. Tahmin edeyim, orjinal mürettebattan birisin değil mi? | Open Subtitles | لقد علقت في الزمن دعني أخمِّن أنت واحد من الطاقم الأصلي, صحيح؟ |
| Bunu çok iyi biliyorum çünkü güvertedeki beş mürettebattan biri bendim. | TED | وأعرفه جيداً لأني كنت من أعضاء الطاقم الخمسة. |
| Teknenin kıçında mürettebattan biriyle sohbet ediyordum. | Open Subtitles | حدث لي أن أكون في مؤخرة القارب اتحدث إلى أحد أفراد الطاقم |
| "...ama ben mürettebattan sekiz kişiyle tekrar çalışacağına dair bahse girmiştim. | Open Subtitles | "لكنني قد راهنت ثمانية من طاقم السفينة أنني لن أفعل ذلك. |
| mürettebattan birini görseydik bunu bilirdiniz. | Open Subtitles | لو كنا رأينا ، أى من أفراد الطاقم يا دكتور ، لكنت تعرف الآن |
| mürettebattan biri, emir altında, bir kaçağı vurdu bizse emri veren Çinli'nin kim olduğunu bilmek istiyoruz. | Open Subtitles | واحد من الطاقم اطلق النار على احد المهاجريين تقريباً بأمر من احد ما ونحن نحب ان نعرف من الذي يهرب الصينين |
| Eğer mürettebattan birisi hayatta kalmışsa, yardım getireceğini umuyorum. | Open Subtitles | وإذا كان أي من أفراد الطاقم على قيد الحياة ، أن الأمل الوحيد أنهم سوف في نهاية المطاف يرسالوا مساعدة |
| mürettebattan hiç kimsenin bir avukatla görüşmeden referans numunesi vermemesini isteyecekler. | Open Subtitles | لن يسمحوا لأي أحد من أفراد الطاقم بإعطائنا عينات حتى يقوم كل واحد منهم بالتحدّث إلى محامي |
| Her şey istendiği gibi olduğunda, ayrılabilirsin ve bu mürettebattan kimse olayı çakmaz. | Open Subtitles | ويمكن أن تغادري حينها، دون أن يشك أحد من الطاقم بشيء. |
| mürettebattan birinin soğuk oda kayıt dosyaların üzerinde oynama yaptığını keşfetti. | Open Subtitles | اكتشفت ان احد افراد الطاقم تلاعب بنظام غرفة التبريد |
| mürettebattan herhangi birinin kendi özel tabancası varmıymış? | Open Subtitles | هل يملك أي واحد من الطاقم واحدا إحتياطيا؟ |
| Denizaltıda korumam altında olacaksın ancak mürettebattan biri veya bir konuk olarak değil. | Open Subtitles | سوف تتاح لك الحماية على متن الغواصه ولكن لن تعامل على انك فرد من الطاقم او تعامل كضيف |
| Doğru, mürettebattan bazılarının sana alışması zaman alabilir. | Open Subtitles | مسموح لبعض أعضاء الطاقم قد يستغرق وقتاً للمجيء |
| Bunu ilk duyduklarında, "mürettebattan vazgeçilebilir" idi. | Open Subtitles | .... عندما سمعوا عن هذا الشئ أول مرة كان الطاقم مضحى به |
| mürettebattan hiç kimseyi görmediniz mi? | Open Subtitles | ألم تجد ، أى من أفراد الطاقم بعد ؟ |
| - Evet. mürettebattan biriyle mi yatıyor? | Open Subtitles | أجل , هى ترافق أى شخص من الطاقم |
| Onu burada tutmalıyoz, mürettebattan uzakta | Open Subtitles | نحتاج لإبقائه هنا بعيدا عن بقية الطاقم |
| Gemiye sadece kaptan, yönetici subayı ve mürettebattan bir kaç kişi girebiliyor. | Open Subtitles | فقط قبطان السفينة و الضابط التنفيذي و عدد قليل من طاقم السفينة يسمح لهم بالدخول. |
| Bu toplantı mürettebattan herhangi birinin size veya sizin yatakhaneden diğer kadınlara karşı çirkin veya Donanma kurallarına herhangi surette aykırı şekilde davranıp davranmadığını bana bildirmeniz için size olanak tanımaktadır. | Open Subtitles | هذا لقاء يسمح لكم بإخباري إن كان هنالك اي شخص قد اساء إليكم او إلى اي فتاة أخرى تحت خدمتكم او اي فتاة في خدمة هذه البلاد |
| mürettebattan birisiymiş. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}.كان أحد أفراد الطّاقم |