| Evime gidince buradaki malzemelerle lezzetli bir yemek pişirebilirim. | TED | أستطيع أن أعود إلى البيت, و أطبخ وجبة لذيذة من هذه المكونات. |
| Güzel bir kadın mutfağında bulduğu malzemelerle sıfırdan yemek pişiriyor. | Open Subtitles | امراة محبوبة تاخذ المكونات تجدها في مطبخها وتطبخ وجبة كاملة من البداية |
| Yeteneğinin orijinalliğini aynı malzemelerle gösterebilirsin onlara. | Open Subtitles | فأنت تستطيع أن تبين لهما الفرق في مهارات الطاه الحرفي و الطاه العادي من خلال نفس المكونات |
| Ayrıca işlenmiş yiyeceklerdeki maltodekstrin ksantan sakızı gibi bütün o ismini telaffuz edemediğimiz tuhaf malzemelerle de. | Open Subtitles | وكل هذه المكونات الغريبة التي تراها في الطعام المعالج مالتوديكسترين،صمغ الزانثان كل هذه الكلمات التي لا تستطيع نطقها |
| Burası sizin kendi şantiyenizden çalınan malzemelerle dolu. - Müvekkilimi neyle suçluyorsunuz? | Open Subtitles | الآن، إنّه مليء بالكامل بمواد بناء مسروقة من موقع البناء الخاصّ بك. |
| - Hayır. Malzemeleri düşük kaliteli malzemelerle değiştirerek yaklaşık 150 milyon dolar kazanmışsınız. | Open Subtitles | بتبديلك المواد بمواد أقلّ درجة، فإنّك ادّخرت ما يقرب من 150 مليون دولار. |
| Asıl soru şu, bu malzemelerle ikinci bir patlama olur muydu? | Open Subtitles | السؤال هو بالنظر إلى هذه المكونات |
| Farklı malzemelerle karıştır. | Open Subtitles | فقط اخلط بعض المكونات |
| Halen, şu sıralarda, akıllı malzemelerle çalışıyorum ve akıllı bir termo-bimetal ile. | TED | حاليا أقوم بالعمل بمواد ذكية وآلة حرارية ذكية ثنائية المعدن. |
| Yani, Moran 19.yüzyıla ait olmayan malzemelerle resmedilmiş. | Open Subtitles | اذن فلقد رسمت الموران بمواد لم تتواجد فى القرن التاسع عشر |