| Öğrenciler, dijital günlüklerine dönüp gözlemlerini, kazançlarını, düşüncelerini ve kanıtlarını paylaşırlar. | TED | عندما يعود الطلاب إلى سجلاتهم الرقمية، يتشاركون ملاحظاتهم وادعاءاتهم، والمنطق والأدلة. |
| Nasıl gelişeceklerine dair bilgiyi paylaşırlar. | TED | سوف يتشاركون المعلومان عن كيفية التحسين. |
| Araştırmacılar, bu canlıların davranışlarıyla yakından ilgilenirler çünkü orkalar sosyal çevrelerinde huylarını, bilgilerini ve hatta sevgilerini paylaşırlar. | TED | ويهتم العلماء كثيرًا بسلوكهم، لأنهم في شبكاتهم الاجتماعية، يتشاركون العادات والمعلومات وحتى العاطفة. |
| Bazı dinozorlar, kuşlarla lades kemiği gibi diğer hayvanlarda bulunmayan anatomik detaylar paylaşırlar. | TED | ديناصورات معينة تتشارك بعض التفاصيل التشريحية مع الطيور والتي لم توجد في أي حيوانات أخرى، مثل عظم الترقوة. |
| Döğüş sanatları ve müzik farklıdır ama aynı prensipleri paylaşırlar her ikiside ani bir durumda vurgu kazanırlar | Open Subtitles | فنون القتال و الموسيقى مختلفان لكنهما يتقاسمان نفس المبدأ كلاهما يتوتّران الى أعلى درجة |
| Aksi taktirde ikisi de Manticore'da aynı süiti paylaşırlar. | Open Subtitles | فستخبره بأن يبتعد عنها وإلا سوف يتقاسمون غرفة في (مانتي كور)ـ |
| Umarım buraya gömülürler ve firavunlarla, beraber zenginlikleri, hatta öbür dünyayı paylaşırlar. | Open Subtitles | لقد تمنيت أننى لو دفنتهما هنا لربما يتشاركان ثروة الفراعنة فى الدار الآخرة |
| Birbirleriyle çok düşük bir frekansla iletişim kurarlar ve düşünme yükünü paylaşırlar. | Open Subtitles | يتصلون مع بعضهم في نطاق الترددات المنخفضة و يتبادلون التفكير في العمل |
| İyi arkadaşlar özel anları paylaşırlar. | Open Subtitles | الرفاق الجيدون يتشاركون في اللحظات الخاصة |
| Dostların yaptığı budur. paylaşırlar. | Open Subtitles | و هذا ما يفعله الأصدقاء فهم يتشاركون فيما لديهم |
| Arkadaşları bir araya gelip ona olan sevgilerini paylaşırlar. | Open Subtitles | ان يجتمع بعض الاصدقاء و يتشاركون بحبهم نحو شخص ما |
| Karı koca sadece yatağı değil, hayatı da paylaşırlar. | Open Subtitles | الزوج والزوجة لا يتشاركان في الفراش فقط .. بل يتشاركون في الحياة |
| Denizi balıklarla paylaşırlar ama onlardan on kat daha fazladırlar. | Open Subtitles | يتشاركون البحر مع السمك، لكن يفوقون أعداده بنسبة عشرة إلى واحد. |
| Kârı paylaşırlar. Ama aynı zamanda sermayeye para yatırmaları gerekir. | Open Subtitles | يتشاركون الأرباح ، لكن عليهم أيضا وضع أسهم |
| Birlikte yerler, uyurlar ve aynı kadını paylaşırlar. | Open Subtitles | يأكلون معاً، ينامون معاً يتشاركون نفس المرأه |
| Yolculukları boyunca hep aynı odayı paylaşırlar. | Open Subtitles | الاثنان دائماً يتشاركون غرفة النوم خلال رحلاتهم |
| Aynı zamanda kıyafetlerini paylaşırlar menikür-pedikür yaptırırlar. | Open Subtitles | لكنهم أيضا يتشاركون الملابس والعناية بالأظافر ، والقدمين |
| Dünya’da ki bir avuç tür gizemli gibi görünen bir şeyi paylaşırlar: adet döngüsünü. | TED | تتشارك أعداد قليلة من الكائنات على الأرض، سمة تبدو غامضة وهي : الدورة الشهرية. |
| Biz de dahil olmak üzere, tüm memeliler bir takım üstün nitelikleri paylaşırlar. | Open Subtitles | جميع الثديـّات، بما في ذلك نحن، تتشارك بمجموعة من خصال النصر. |
| Hat sanatı ve Kılıç aynı prensipleri paylaşırlar | Open Subtitles | فنّ الخطّ و المبارزة يتقاسمان نفس الأساسيّات |
| Yüzde 50-50 paylaşırlar. | Open Subtitles | يتقاسمون المال مناصفة |
| Birbirleriyle pragmatik nasihatler, dostça şakalar ve kibirli akranları hakkında çok da dostça olmayan hakaretler paylaşırlar. | TED | حيث أنّهم يتبادلون النصائح الواقعية، والنكات الودّيّة والانتقادات اللاذعة حول النبلاء المتعجرفين. |
| Kalitesiz viski ve iskambil için kapışırlar ama mataralarındaki son damlayı paylaşırlar. | Open Subtitles | مشاجرة على بطاقات أو ويسكي رديء لكنهم يشتركون لآخر قطرة في المقاصف |