| Ama ya bizim duymamızı ve görmemizi, ortakyaşamları yedikten sonra geri kalanları bizim içimize koymayı planladıkları için umursamıyorlarsa. | Open Subtitles | لكن ماذا لو كان لا يهتم بما نرى أو نسمع لأنه عندما ينتهون من أكل السمبيوت يخططون لوضع الباقي فينا |
| Tamam, kopyalama cihazlarını ben almıştım, ama ne planladıkları hakkında hiç bir fikrim yoktu. | Open Subtitles | حسنا , نعم أخذت أداة التقليد , بدلتها بالمزوره لكن , لم أعلم مالذي يخططون له |
| Gemiyle ne yapmayı planladıkları hakkında bir fikrin var mı? - Ya da bize? | Open Subtitles | هَلْ لديكى أيّ فكرة عن ماذا يخططون لفعله بالسفينةِ ؟ |
| Sana bir şeyler yapmak istiyoruz. planladıkları şeyi yapmadan onların dikkatini dağıt. | Open Subtitles | حسن، قم بإلهائهم قبل أن يقوموا بأي شيء خططوا له |
| - Savunmam için, bu uzun zamandır planladıkları bir şeydi besbelli... | Open Subtitles | في الدفاع عن نفسى ، كان من الواضح أنه شيء خططوا له منذ وقت طويل |
| Bana yapmayı planladıkları şeyin... | Open Subtitles | مالذي خططو لفعله علي |
| Onun aldığı hediyeleri, planladıkları tatilleri... | Open Subtitles | الهدايا التي يعطها إياها والرحلات التي يخططان لها |
| Peşinde olduğumuz hırsızlar çetesi sonunda planladıkları işte başarılı oldular. | Open Subtitles | مجموعـة لصوص كنّا نتعقبهـا أخيرًا قاموا بعمل كانوا يخطّطون له |
| On yıldır açmayı planladıkları ve büyük mağazaların olduğu alışveriş merkezini açtıkları zaman burası altın madeni gibi olacak" dedim. | Open Subtitles | عندما يتم بناء مراكز التسوق هناك كما كانوا يخططون لسنوات |
| Savaşın son günlerinde planladıkları şey buydu. | Open Subtitles | هذا ماكان يخططون له في الأيام الأخيرة من الحرب |
| Ama ben içeride olsaydım harekete geçmeden önce planladıkları her şeyi sana söyleyebilirdim. | Open Subtitles | لكن إن كنتُ أنا في الداخل، فسأستطيع إخبارك بما يخططون له، قبل ان يفعلوه |
| Nereye saldırmayı planladıkları hakkında bir belirti var mıydı? | Open Subtitles | هل كان هناك أي مؤشر على المكان الذي يخططون للهجوم عليه؟ |
| İyi haber.Yapmayı planladıkları şeyi durdurduğumuz anlamına geliyor. | Open Subtitles | حسنًا،هذا جيد هذا يعني أن أيًا كان ما كانوا يخططون له قد أوقفناه |
| planladıkları şeyin kaçırılma olayıyla ilgisi olamaz. | Open Subtitles | مهما كان ما كانوا يخططون له ليس له علاقة بإختطافها |
| - Aylardır planladıkları bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابد وأنهم ظلوا يخططون لهذا طوال شهور أو ربما سنوات |
| Ama şu an planladıkları şey ile ilgili aynı şeyi söyleyemeyeceğim. | Open Subtitles | مهما كان الجحيم الذي يخططون له لست متأكدا من ذلك |
| Seninkiler biyolojik saldırıyı planladıkları gibi yapabilecekler. Nasıl? | Open Subtitles | ستتمكن جماعتكِ بشن الهجوم بالسلاح البيولوجي كما خططوا سلفاً |
| Seninkiler biyolojik saldırıyı planladıkları gibi yapabilecekler. - Nasıl? | Open Subtitles | شركائك سيكونون قادرين على بدء هجومهم البيولوجي كما خططوا مسبقاً |
| Bu bilgiyi nasıl kullanmayı planladıkları konusu üzerine asıl kafa yormamız gereken konu. | Open Subtitles | كيف خططوا لاستخدام تلك المعرفة، ذلك ما نحتاج أن نفكر به |
| Binghamton'daki tüm Alfalara yapmayı planladıkları şeyin... | Open Subtitles | مالذي خططو لفعله لكُل الـ(ألفيِّون) في (بينج هامتون) |
| Vanessa Buckley'i dönüştürecek. Sanırım bu da oldukça uzun bir süre birlikte olmayı planladıkları anlamına geliyor. | Open Subtitles | (فانيسا) ستحول (بكلي)، لذا يبدو أنهما يخططان للبقاء معاً مده طويلة |
| Anladığım kadarıyla, planladıkları... | Open Subtitles | بقدر ما أفهمه أنهم يخطّطون ليـ |
| Bizim için planladıkları kabusu öğrenene kadar da onlardan emir almayacağım. | Open Subtitles | وحتي اكتشف اي كبوس اخر يُخططون له من اجلنا ساتوقف عن تنفيذ اوامرهم |