"tek bir şey varsa" - Translation from Turkish to Arabic

• يوجد شيء واحد
• كان هناك شيء واحد
• كان هناك شيئا واحدا
• إذا هناك شيء واحد

Öğrendiğimiz tek bir şey varsa o da beyinlerimizin daima yüreklerimizin önünde geldiğidir.
إذا كان يوجد شيء واحد يجب أن نتعلمه فإنه ذلك كما تعلم أدمغتنا دائماً تسبُق قلوبنا

Bu yıl öğrendiğim tek bir şey varsa, o da hayatta en önemli şeyin ailem olduğudur. Hey, Nate.
إذا كان هناك شيء واحد تعلمته هذه السنة فهو ان أهم شيء هو عائلتي

Çünkü, şu dünyada anlamadığım tek bir şey varsa o da iğnelemedir.
لأنه إذا كان هناك شيء واحد أنا لا أفهمه فهو السخرية

Sadece ismim duvarda yazsın istedim ama sana bir şey söylememe izin ver öğrendiğim tek bir şey varsa o da, isim yapmaya çalışmak için yaptığın şeyler bir boka yaramıyor.
وانا اردت فقط اسما على الحائط ولكني دعيني اخبرك شيئا اذا كان هناك شيئا واحدا تعلمته

Ve Harvey'nin anladığı tek bir şey varsa, bu ailedir.
و اذا كان هناك شيئا واحدا (هارفي) يفهمه, فإنه هذا

Görevdeyken öğrendiğim tek bir şey varsa o da isimleri değişse de, sokakların aynı kaldığıdır.
لا , إذا هناك شيء واحد قد تعلمته من العمل هو بإن الأسماء تتغير , لكن الشارع يبقى نفسه

Londra'dan beni uzaklaştıran tek bir şey varsa bir odaya girmek için yanında eşleri olmayan erkekleri yarıp geçmeye çalışırken "Çek ellerini!" demek zorunda kalmak.
, إذا هناك شيء واحد أوصلني خارج لندن هو الطريقة التي لايمكنني دخول الغرفة بدون جميع النساء الصغيرات اللاتي يخلصن لرجالهن فورا

Çünkü öğrendiğim tek bir şey varsa, deli olmadığını bilmek kadar seni deliliğe sevk eden başka bir şey yoktur.
لأنه لا يوجد شيء واحد تعلمته. هو أن لا شيء يحرر لك أن تكون مجنون مثل تعلم أنك لا.

İnternet pornosundan öğrendiğim tek bir şey varsa o da bedavaya vererek zengin olunmayacağıdır.
لو كان هناك شيء واحد علّمني إيّاه الإنترنت أنّ لا تهب شيئاً مجاناً للأغنياء.

Burada öğrendiğim tek bir şey varsa, o da çekim ekibinin felaket demek olduğudur.
إذا كان هناك شيء واحد تعلمته في هذا المكان فهو أنا وجود فريق تصوير يعني كارثة

Bana karısının inandığı tek bir şey varsa o da gösterinin devam etmesi gerektiği olduğunu söyledi.
قال أنه لو كان هناك شيء واحد تؤمن به، فهو أن العرض يجب أن يستمر.