Çünkü sen de tıpkı rozeti olan diğer burnu büyükler gibi hiç kimseyi ya da hiçbir şeyi umursamıyorsun. | Open Subtitles | لأنك لا تهتم بأي شيء او اي شخص فقط مثلهم جميعاً , رجال ضخام مع شاراتهم |
Evet, utanmalısın. Beni ve ailemi umursamıyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تهتم بما فيه الكفاية عني أو عائلتي |
Senin şirketin onları hiç umursamadığı için, ve sen de sistemin bir parçası olduğun için, sen de umursamıyorsun demektir. | Open Subtitles | بما أن شركتكِ لا تهتم بهم وأنتِ جزء من النظام، هذا يعني بأنكِ لا تهتمين أيضاً. |
Beni umursamıyorsun bile. Senin için sadece çılgın küçük bir çocuğum. | Open Subtitles | أنت لا تهتمين بي أنا فقط ولد صغير مجنون بالنسبة لك |
Biliyor musun, kendini umursamıyorsun en azından beni öldürtmemeyi umursar mısın? | Open Subtitles | أتعلم أمراً؟ أنت لا تكترث لنفسك أيمكنك على الأقل أن تكترث في عدم التسبب في مقتلي؟ |
Başka insanları umursamıyorsun ama benden dikkat etmemi istiyorsun.. | Open Subtitles | انت لا تبالي حول الآخرين هذه وظيفة الدكتور |
Kendini umursamıyorsun. | Open Subtitles | الحقيقة أنت لا تأبه لأمر نفسك ، تأمل حالك |
Kendinden başka kimseyi umursamıyorsun. | Open Subtitles | ,تبين أنك لا تعرف شيئاً عن الإحترام أنت لا تهتم بأحد غير نفسك |
Lütfen. Doğru olanı yapmayı, adaletin yerini bulmasını diğer Amerikalılar gibi umursamıyorsun. | Open Subtitles | حسناً , لا تهتم بالحقيقة و العدالة و الأسلوب الأمريكي |
Onunla konuşmamı umursamıyorsun bile, ona anlattığım... | Open Subtitles | أنت لا تهتم أذا كنت أتحد معه و أقول له هذه الأشياء |
Ve yolunda ilerlerken, ona vereceğin hasarı umursamıyorsun. | Open Subtitles | و أنت لا تهتم بالضرر الذي ستحدثه لها طوال حياتها |
- Onu hiç umursamıyorsun. Hiçbir şeyi umursamıyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تهتم بأمرها أنت لا تهتم بأمر أي شيء |
O umursamıyor, ben umursamıyorum sen umursamıyorsun, kimse umursamıyor! | Open Subtitles | إذا لم تكن تهتم فأنا كذالك إذا أنت لاتهتم فلن يهتم أحداً |
O şey seni öldürebilir ama cebine biraz daha para girsin diye bunu umursamıyorsun bile. | Open Subtitles | ذلكَ الشيء قد يقتلكَ لكنكَ لا تهتم طالما سيجني لكَ بعضَ الدولارات في جيبكَ |
O buradayken, bana olanları umursamıyorsun. | Open Subtitles | عندما يكون موجوداً لا تهتمين بما يحدث لي. |
Neden benim 300, senin ise sadece iki müşterin varken ve bunlardan bir tanesi emekli olurken neden umursamıyorsun? | Open Subtitles | ،لمَ لدي 300 عميل بينما أنت اثنان ولا تكترث أن أحدهما يتقاعد في ذروة حياته المهنية؟ |
Ari, her şeyi bildiğin gibi yapıyorsun ve ne düşündüğümüzü umursamıyorsun. | Open Subtitles | تقوم بالأمور على طريقتك ولا تبالي بآراء الناس |
Onun şeytan olmasını umursamıyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تأبه لكونه كائنًا شيطانيًّا |
Dünyada değişiklik yapmak için bir güce sahip olacaksın ve sen umursamıyorsun bile. | Open Subtitles | أنت سيكون عندك القوّة للتأثير في العالم وأنت حتى لا تهتمّ. |
Belki kahraman olduğunu sanıyorsun. Belki de yaşamayı umursamıyorsun. | Open Subtitles | ربما تعتقد بانك بطل , ربما لا يهمك ان تعيش |
Çünkü kendinden başka kimseyi umursamıyorsun. | Open Subtitles | لانك لاتهتمين لاي احد ماعدا نفسك |
Oh, ama, sonra, asla gerçekten beni umursamıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | شكراً على السؤال! لكنكِ حقاً لا تكترثين بي، أليس كذلك؟ |
Küçük bir kız olmandan ötürü bükmenin fiziksel yönünü iyi beceriyorsun ama ruhani yönünü hiç umursamıyorsun. | Open Subtitles | منذ أن منت طفلة صغيرة أنت تبرعين في الجانب الجسدي للتحكم لكن تتجاهلين تماما الجانب الروحي |