| Ağabeyiniz Aslan Yürekli Richard'ı kendi isteğinizle mi tahttan indiriyorsunuz? | Open Subtitles | أهي إرادتك الحرة أن تخلع أخيك.. ريتشارد, قلب أسد انكلترا؟ |
| Kardeşlerim, kayın biraderim sürekli ne kadar iyi Yürekli olduğumu söylerler. | Open Subtitles | إخوتى، زوجاتهم يخبروننى دائماً بأنى لدى قلب جيد |
| Bizim mesleği yapacak kadar Yürekli misin? Deli misiniz? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه لديك الشجاعة لتمارس مهنتنا ؟ |
| Ve onurlu geçmişimiz Aslan Yürekli Richard'a kadar dayanmaktadır. | Open Subtitles | و الذى يعود ماضيها الشجاع اٍلى ريتشارد قلب الأسد |
| O üst düzey bir savasçiydi, Yürekli,cesur,samimi, sadik... | Open Subtitles | هو كان مُقاتلاً على مستوى عالى شجاع ، جرئ ، وصادق ، مُخلص |
| Az önce çıkan kız sizin topunuzdan çok daha Yürekli. | Open Subtitles | الفتاة التي غادرت للتو لديها شجاعة أكثر مما قد تمتلك أنت |
| Mathilde'den daha Yürekli, daha iyi olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تجد نفسك شجاعاً أو أفضل من "ماتيلدا" ؟ |
| Yürekli acemiler. Üstlerine düşeni yaptılar. | Open Subtitles | هواة شجعان ينفذوا الجزء الخاص بهم |
| 800 yıl önce, İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard, Kutsal Toprakları Türklerden geri almak üzere Üçüncü Büyük Haçlı Seferine önderlik etti. | Open Subtitles | من 800 عام قاد ريتشارد قلب الاسد ملك انجلترا الحمله الصليبيه الثالثه لاسترجاع الاراضي المقدسه من الاتراك |
| Çoğumuzun şu ana kadar tanıdığı en muhteşem, tıka basa doymuş, kocaman Yürekli zayıf kalpli ve kaygısız başbelasıydı. | Open Subtitles | الرائع، العظيم، ذو القلب الكبير، قلب ضعيف، كما إتضح، |
| Peki kurşun yiyecek kadar Yürekli biri mi yada birini kurtarırken koca bir şehri düşünmez mi hiç? | Open Subtitles | هل لديك الشجاعة لتلقي رصاصة قبل مساعدتي على تدمير مدينة بكاملها؟ |
| En azından gözlerimin içine bakacak kadar Yürekli ol. | Open Subtitles | علي الأقل لتكن عندك الشجاعة لتنظر إلي عينىّ |
| Bu Yürekli genç bayan kalbini açıyor ve bu sana çadırı mı kurduruyor? | Open Subtitles | هذه الشابّة الشجاعة لديها مُصيبة وقلبها مُحطم وهذا الأمر يُثيرك؟ |
| Bu saygın ve Yürekli adamı durdurabilecek tek şey bir mızraktı ve bir siyah tarafından fırlatıldı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أستطاع إيقاف هذا الرجل الشجاع المحترم كان رمح من قاتل أسود |
| Yürekli bir rakun yerel bir yaşlı bakımevinde hastaları eğlendirdi. | Open Subtitles | حيوان راكون شجاع يحاول إبهاج المرضى في مركز رعاية كبار السن |
| Ayakkabılarımızı çıkarıp, oturalım ve bu Yürekli kadına saygımızı gösterelim. | Open Subtitles | لنخلع أحذيتنا ونجلس ونقدّم احترامنا لامرأة شجاعة |
| Şampiyonla maç yapmak için Yürekli olman gerekir. | Open Subtitles | لقتال البطل لا بد أن تحمل قلباً شجاعاً |
| Yürekli amatörlerdi, üstlerine düşeni yaptılar. | Open Subtitles | هواة شجعان ينفذون جزءاً مما عليهم |
| Adamlarımı bilmiyorsun. Hepsi sert, Yürekli ve bir Meksikalı vatansever. | Open Subtitles | انت لاتعرف رجالي ، كلهم مكسيكيون اقوياء وشجعان ووطنيون. |
| Yürekli gönüllüler bizi ümitlendiriyordu. İşte burada onlardan üçü penguenleri beslemeye çalışırken görülüyor. | TED | المتطوعون المخلصون الشجعان ثلاثة منهم هنا يطعمون البطاريق |
| Yani, "Çıkacak kadar Yürekli miydiniz?" diyorum. | Open Subtitles | هذا يعني هل كنت شجاعا بما يكفي للصعود |
| İmparator hazretleri, yüce şehrimizi Yürekli ve kahramanca savunduğunuz için kutlanmalısınız. | Open Subtitles | سمو الإمبراطور يهنئكَ على شجاعتك وعندك في الدفاع عن مدينتنا العظيمة. |
| Baban için yaptığın, çok Yürekli bir davranıştı bitanem. | Open Subtitles | ما فعلته من أجل والدك كان تصرفًا شجاعًا يا عزيزتي |
| Aktör ya da aktris olsun, hiçbirimizin cesaret edemeyeceği Yürekli bir yeğinlikteydi. | Open Subtitles | بحدة جريئة لم يكن أحد مننا، الممثلين أو الممثلات، يجرؤ على فعلها |
| Sanırım oda arkadaşımı, annemi ve sevgilimi aynı gün vuracak kadar Yürekli değilim. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنا عِنْدي جرأة لقتل شريكِ شقّتي، أُمّي وصديقتي كُلّ في نفس المساء. |
| Aslan gibi Yürekli ve gururlu ol. Aldırma sana kızanlara, gönül koyanlara ya da sana karşı ittifak edenlerin düşme peşine. | Open Subtitles | كن جسور وفخور كالأسد، ولا تلق بالٍ .لمن يكرهونك ويعادونك أو يتآمرون ضدك |