| Ama o kadar kolay birşey ki, ne zaman üstüne çıksam, verilerimi Google Health'e de yolluyor. | TED | ولكن هناك شيء وهذا ما جعل من هذا بسيط أنه كلما حركته، يرسل بياناتي من خلال موقع الصحة في جوجل أيضا. |
| - Ulu Hakan yıllardır askerlerini yolluyor ama henüz bizi öldüremedi. | Open Subtitles | لسنوات عديدة و الخان يرسل لنا جنودا ولم يأخذ منا أحد حتى الآن |
| Dolanıyor... bolca. Notlar yolluyor. Böyle şeyler. | Open Subtitles | إنه فقط يتسكع , الكثير فقط يرسل لي الملاحظات , هذا النوع من الأشياء |
| Kritik bağlantı noktası değişikliklerinde zamanda belirli bir noktaya sinyal yolluyor. | Open Subtitles | المنارة ترسل اشارة تصحيح لنقطة في الزمن كنقطة اتصال حقيقية للتغيير |
| Bana her yıl otomatik olarak doğum günü kartı yolluyor. | Open Subtitles | هي ترسل لي آليًا بطاقة ،تهنئة بعيدّ ميلادي كل عام |
| Ama şanslıysak, Tanrı, bizi eve geri getirecek birini yolluyor. | Open Subtitles | لكن إذا جائنا الحظ سيرسل لنا الله شخص يعيدنا للبيت |
| Ona aşk mektupları yolluyor, düzenli olarak görüşüyorlar... | Open Subtitles | كان يرسل إليها رسائل حب تخفيها تحت بيت الدمية |
| Şu Bevo harika biri. Bize hep en iyileri yolluyor. | Open Subtitles | اللعين بيفو رجل عظيم دائما يرسل لنا اشياءا عظيمة |
| ...ve o polisle dalga geçiyor, tamam mı? Bir sonraki kurbanıyla ilgili ipuçlarını polise yolluyor. | Open Subtitles | كان يسخر منه كان يرسل له القرائن عمن ستكون ضحيته التالية |
| Çevresel Koruma Merkezi, araştırmaları için Metropolis' ten bir ekip yolluyor. | Open Subtitles | مركز الحماية البيئية يرسل فريق من العاصمة للتحقيق |
| Şey, verici bir S. O. S yolluyor tabi biri dinliyorsa. | Open Subtitles | حسناً، جهاز الإرسال يرسل إشارة استغاثة حتى يسمعنا أحد. |
| Öz babasını buzdan bir ölüm tuzağına yolluyor. - Bunu gerçekten yapacağım, görürsün. | Open Subtitles | إنه يرسل والده إلى بركة متجمدة سأقوم بهذا |
| Cesaret ister. Düşünün, güzel bir kadın, bir adama öyle bir telgraf yolluyor. | Open Subtitles | تخيل، امرأة جميلة ترسل بهذه البرقية إلي رجل. |
| Belki de onun çocuklarını koleje sen yolluyor olabilirsin. | Open Subtitles | الجحيم، وربما كنت ترسل أطفاله من خلال الكلية. |
| Hp'yi aradım. Rawlins ve Larami'den destek yolluyor. | Open Subtitles | إتش بي ترسل الاحتياطي من راولينز ولارامي |
| Taşa bakmak için bu akşam bir adamını yolluyor. | Open Subtitles | سيرسل رجل الليلة ليرى الألماسة |
| Fakat benim hastalığımda reseptörler sürekli yanlış mesaj yolluyor. | Open Subtitles | لكن في مثل حالتي تُرسل المستقبلات رسالة خاطئة |
| Labert "Burası benim evim" mesajı yolluyor ve Otters taraftarı hayran kalmış durumda. | Open Subtitles | "لابيرت يُرسل رسالة أنّ هذا ملعبه، وجماعة "القنادس" تُحبّه. |
| Ve bizim Charlie ona telgraf yolluyor. Şimdi. Ona bunu ne düşündürdü? | Open Subtitles | و كانت ابتنا تشارلى سترسل له برقية ما الذى كان سيجعلها تفعل ذلك |
| Yerde, çok net bir mesaj yolluyor ve bizden onun gezegenine gelmemizi istiyor. | Open Subtitles | وإنه حتى الآن هُنا، على الأرض، ويرسل رسالة واضحة للغاية، يخبرنا للقدوم إلى كوكبه. |
| Küçük ajanların sana resim mi yolluyor yoksa sadece rapor mu veriyorlar? | Open Subtitles | هل عملائك السريون يرسلون لك أشرطة فيديو أم أنها تقارير مكتوبة فقط؟ |
| Sekiz yıldır ondan haber aldığım yok, şimdi kalkmış bana dergi yolluyor! | Open Subtitles | لم تصلنى أية أخبار منه منذ 8 سنوات والان يبعث لى بمجلات ؟ |
| Tembel işte. Mazeret bildirmek için bile annesini yolluyor. | Open Subtitles | إنه كسول بعض الشيء، لقد أرسلني عوضاً عنه |
| Ana Gemi Koloni tanımlaması yolluyor. | Open Subtitles | المركبة الأم تبعث برموز مستعمرات |
| Fakat devre hala çalışıyor. Bize veri yolluyor. | Open Subtitles | ولكن الدوائر ما زالت تعمل وترسل لنا البيانات |
| Nereden yolluyor peki? | Open Subtitles | من أين كان يرسلها ؟ |
| Savaşa gidiyor ve beni de bebeği bir başıma doğurmam için kırsala yolluyor. | Open Subtitles | إنّه ذاهب ليشارك في الحارب وجراء ذلك سيرسلني للريف لأنجب طفلي لوحدي. |