Feda edebileceğim en değerli şeyin kendi sesim olduğunu anladım ama bundan uzun zaman önce vazgeçmiş olduğumu fark etmemiştim. | TED | حسبت أن أثمن ما أستطيع التضحية به هو صوتي، لكن كان وكأنني لم أدرك أني تخليت عنه منذ زمن طويل. |
Her gün dışarı çıkıp yapmamız gerekenleri yapabiliyorsak, bu iş sayesindedir. Çünkü hayatlarımızdaki en değerli şeylerin emin ellerde olduğunu biliriz. | TED | إذ سمح لنا أن نخرج ونتمّ أعمالنا في الحياة كل يوم، ونحن ندري أن أثمن ما في حياتنا في أياد أمينة. |
Sizin hayatınızın, benim için Shaw'unkinden daha değerli olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تتخيل أي شخص في حياتك أثمن لدي من شاو ؟ |
Çünkü babası, insanoğlunun görüp görebileceği en kıymetli şeyi ona emanet etmişti. | Open Subtitles | ..لأن أبّاهإئتمنه. على أثمن هدايا رأتها البشرية |
Bunun için, size hayatımdaki en değerli varlığı sundum, içime işleyen benliğimi. | Open Subtitles | بهذا قد منحتك أثمن ما لدى فى العالم كله هويتى المحفورة بداخلى |
Bu parmağın üstünde, dünyanın en değerli zümrütünü görüyor musun? | Open Subtitles | هل تري على هذا الاصبع أثمن زمرده موجوده في العالم؟ |
Bu içimi rahatlatıyor; çünkü hayattaki en değerli şeye sahipsin. | Open Subtitles | وهذا يبعث على الإرتياح، لأنك تمتلك أثمن شئ في حياتنا |
İş adamlarıyla konuşurken onlarla ters düşüp hayır, çalışanlarınız sizin en değerli varlığınız değil dediğimde onları çoğu zaman çok üzüyorum. | TED | عندما أتحدث مع رجال الأعمال، عادة ما أجعلهم جد مستائين عندما أعارضهم وأخبرهم لا، موظفيكم ليسوا أثمن أصولكم. |
En değerli varlığınız, sizin için ücretsiz çalışmak isteyen binlerce insandır. | TED | أثمن أصولكم هم الآلاف من الناس الراغبين في العمل عندكم دون مقابل. |
Eşim bir anne olarak onları hayatının en değerli anları olarak görüyor. | TED | زوجتي تعدها من بين أثمن اللحظات لديها كأم. |
Bu dünyanın en değerli malzemesidir demek yanlış olmaz. | Open Subtitles | وأجرؤ على قول ، قد يكون أثمن مادة في هذا العالم. |
Öldürmek için çok değerli serbest kalmak için çok tehlikeli. | Open Subtitles | نحن أثمن من أن يتم قتلنا و أخطر من أن يتم إطلاق سراحنا |
Ama nazik ol, çünkü bu kadın... insanlığın en değerli varlığı. | Open Subtitles | لكن بلطف، لأن هذه الإمرأة هي أثمن شيئ تمتلكه البشرية |
Ama nazik ol, çünkü bu kadın... insanlığın en değerli varlığı. | Open Subtitles | لكن بلطف، لأن هذه الإمرأة هي أثمن شيئ تمتلكه البشرية |
Karımı koruyun. Onunki, benim hayatımdan çok daha değerli. | Open Subtitles | أحرسوا زوجتى إنها بالنسبه لى أثمن من حياتى |
Sizin için Venedik'teki en güzel ve değerli yüzüğü bulmak benim için görevdir. | Open Subtitles | انى على استعداد لمنحك أثمن خاتم بالبندقية وسأرسل من يجد فى طلبه فقط هذا أرجوك أن تعفو عنّي اذا احتفظت به |
Çünkü babası, insanoğlunun görüp görebileceği en kıymetli şeyi ona emanet etmişti. | Open Subtitles | لأن أبّاه إئتمنه على أثمن هدايا رأتها البشرية |
En kıymetli dakikalarıydı. | Open Subtitles | وأصبحت هذه اللحظة الدقيقة أثمن في حياتي. |
"Bu gece benden en değer verdiğim şeyi çaldığı için ona bunu ödeteceğim." | Open Subtitles | اليوم سأجعله يدفع الثمن لأنه سرق أثمن ما عندي |
Sahip olduğumuz en önemli iki şey zaman ve insanlarla ilişkilerimiz. | TED | اثنان من أثمن الأشياء لدينا هو الوقت وعلاقاتنا مع الأشخاص الآخرين. |
Benim çocuğum daha değerlidir kalbimde ona bir yer var. | Open Subtitles | انت يا طفلتي ، هو أثمن شيء لي في ذلك العالم |
Çantadan daha pahalı olduğunu garanti edebilirim. | Open Subtitles | أستطيع ضمان أنها أثمن من حقيبتك |
Yaptıkların için minnettarım. | Open Subtitles | شكرا لك أيها الطبيب، أثمن لك ما فعلت |