Amam tabii sen bir dahisin. benden çok daha fazlasını biliyorsun. | Open Subtitles | و لكن بالطبع ، أنت عبقرى أنت تعرف أكثر مما اعرفه |
Yanlış olan bir şeyler var. Verdiğimizden daha fazlasını çekmiyoruz. | Open Subtitles | هناك شيء ما خطأ، إننا لا نستخرج أكثر مما نغذي |
Gerçekten de bizler, fark edebildiğimizden çok daha fazla boyut içinde yaşıyor olabiliriz. | Open Subtitles | ربما نحن فعلا نعيش فى عالم له أبعاد أكثر مما قد تدركه العين |
Belki tahmin ettiğinden daha iyi anlarım! Bunun için endişelenme! | Open Subtitles | ولكن من المحتمل أني أفهم أكثر مما تظنني لا تقلق |
İkinizi de tahmin edemeyeceğin kadar çok seviyorum ama buna izin veremem. | Open Subtitles | أحببت كلاكما كثيراً أكثر مما تتصور لكن لا يمكنني ترك هذا يحدث |
Ameliyat yapıyormuş gibi yapmaktansa onu izleyerek daha çok şey öğrenirim. | Open Subtitles | سأتعلم من مشاهدة ذلك أكثر مما سأتعلمه من تمثيل القيام بجراحة. |
Doymaz bir kötü niyet rehberlik ediyor ve düşünebildiğimizden daha da güçlüler. | Open Subtitles | يتم محونا من التاريخ بشكل قوى أكثر مما نتخيل بشكل سئ وسريع |
Bir günde çok fazla para kazarır kazanmaz ikimiz de kendi ömürlerimizi düşünürüz. | Open Subtitles | عندما نكسب نقوداً فى يوم واحد أكثر مما كسبناه فى حياة كلاً منا |
Dişini fırçalarken 250 dolar hayatım boyunca gördüğüm paradan daha fazlası. | Open Subtitles | د، وهو يفرش أسنانه هذا المبلغ أكثر مما رأيت طوال حياتي. |
Sadece zaten sahip olduğu yükümlülükten daha fazlasını almasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن تتحمل أمي مسؤوليات أكثر مما لديها الآن |
Şehirde başıboş bir seri katilin dolaştığını söylemeden önce elimizdekilerden daha fazlasını. | Open Subtitles | أكثر مما لدينا، قبل أن أقترح أن لدينا قاتل متسلسل يمرح بالمدينة |
Hemşirelikteki en yüksek yıllık kazancımdan daha fazlasını şimdi bir ayda kazanıyorum. | Open Subtitles | أنا أكسب في الشهر أكثر مما كنت أكسبه بأفضل سنة في التمريض |
Hayatın boyunca edebileceğin kültür ve sanattan daha fazlasını tecrübe edeceğim. | Open Subtitles | وسأكتسب خبرة في الثقافة والفن أكثر مما كسبته أنت طوال حياتك |
Pek çok kişi, petunyaların bunu neden düşündüklerini tam olarak bilseydik Evren'in doğası hakkında şimdikinden çok daha fazla bilgi sahibi olabilirdik demiştir. | Open Subtitles | فكر الكثيرون إن كنا نعلم لماذا فكرت زهرية البتونيا فى هذا فلا بد إننا نعلم الكثير عن طبيعة الكون أكثر مما نعلم الآن |
Şimdiye dek görülebilenden çok daha fazla görülecek şey var. | Open Subtitles | ولا زال هناك المزيد لنراه أكثر مما قد نراه يوماً |
Aslında, Dee, sonunda bana düşünebileceklerinden çok daha fazla âşık oluyorlar. | Open Subtitles | في الحقيقة يادي , ينتهون بمحبتي أكثر مما اعتقدوا انه ممكن |
Amerikan tarihini, büyükbabam da dahil... tanıdığım herkesten daha iyi bilen adamdı. | Open Subtitles | أكثر مما عرفه أي شخص التقيت به على الإطلاق بمن فيهم جدي |
Ben bu dünyada hiç kimseyi sevmediğim kadar çok seviyorum. | Open Subtitles | أنا أحبكِ أكثر مما أحببتُ أي شخص آخر في العالم. |
Belki de onlar hakkında bizden daha çok şey bilen tek kişiye gitmeliyiz. | Open Subtitles | ربما يجب أن نتحقق من الشخص الوحيد الذي يعرف عنهم أكثر مما نعرف |
...ama bunun anlamı genel nüfusun içinde sandığımızdan daha da fazla ilerlemiş olması. | Open Subtitles | لكن ذلك يعني أنه ينتشر بشكل أكبر بين المجتمع العام أكثر مما اعتقدنا |
Küçük bir çocuğa göre çok fazla şey görüp işitti. | Open Subtitles | رأى و سمع أكثر مما يجب بالنسبة لأي طفل صغير. |
Ve gerçekte, sen ve ben, burada biraz önce olduğundan daha fazlası olamaz. | Open Subtitles | و بالحقيقية، انت و أنا هنا، لا يمكن أن يكون أكثر مما حدث. |
Adam başı 25.000 Dolar elime geçeceğini düşündüğümden de fazla. | Open Subtitles | ربح 25.000$ بجولة واحدة أكثر مما كنت أتوقع الحصول عليه |
Ama tanıyorum, gerçekten tanıyorum. Onu senden daha iyi tanıyorum. | Open Subtitles | لا، أنا أعرف، أعرفة جيّداً أعرفة أكثر مما تعرفينة أنتِ |
İstediğinizi düşündüğünüz şeye yaklaşmak, yapmayı hayal ettiğinizden daha fazlasına ulaşmanıza yardımcı olabilir. | TED | فأن تصبح قريباً مما اعتقدت أنك تريده يمكنه أن يساعدك في تحقيق أكثر مما حلمت أن بإمكانك تحقيقه. |
Böyle değilse bile, bu ölümleri ilgili... söylediğinizden çok çok daha fazla şey biliyorsunuz. | Open Subtitles | وإن لم تكن مسؤولاً، فعلى الأقل تعرف الكثير عن تلك الجريمتين أكثر مما قلت |
Ki, eğer bir akıllı telefondan Google'a girmişlerse, 15 sene önce Başkan Clinton'ın sahip olduğundan daha çok bilgi ve istihbarata erişimleri var. | TED | وإذا دخلوا على موقع جوجل في جوالاتهم الذكية، سيصلون إلى معلومات ومعرفة أكثر مما حصل عليه الرئيس كلينتون قبل 15 سنة. |
Olağanüstü fiziksel durumuna rağmen o tamamen benimle beraberdi, yol gösteriyor, büyütüyor ve daha önce hiç olmadığı kadar babalık yapıyordu. | TED | رغم حالته الجسدية القاسية، كان حاضرا معي بشكل كامل، يرشدني، يرعاني كان أبي بقدر إن لم أقل أكثر مما كان عليه من قبل. |