Evet, hanım evladı olduğuna dair söylentiler yüzde yüz doğru. | Open Subtitles | أجل ، لكن الإشاعات عن حماقتك وجبنك كانت صحيحة بالكامل |
Daha büyük şeyler planladığına dair söylentiler var ama nerede ve ne zaman olacağını bilmiyoruz. - Bassam. | Open Subtitles | ثمة بعض الإشاعات عن شيء ضخم مخطّط، لكن لا نعلم أين ولا متى |
Sen de bizim kadar galaksiyi dolaştın ve er ya da geç, Eskiler gezegenindeki yeni insanlar hakkında söylentiler duymaya başlıyorsun ve onlara katılan koşucuyu da. | Open Subtitles | تسافر كثيرا حول المجرة كما نفعل وعاجلا أو آجلا ستبدأ بسماع الإشاعات عن الأشخاص الجدد في مدينة القدماء |
Bir sene önce MI6 yüksek profilli bir iş bitirici hakkında söylentiler duymaya başladı. | Open Subtitles | قبل حوالي سنة سمعت وكالتنا بعض الإشاعات عن مرمم عالي الدقة |
Görgütanıklarının gerçekte nasıl öldükleri hakkındaki söylentileri inceliyordum. | Open Subtitles | أنا اتفحص الإشاعات عن كيف هؤلاء الشهود في الواقع |
Irak'ın füze kullandığı söylentileri galiba doğru. | Open Subtitles | الإشاعات عن إستخدّام العراق لصواريخ على الأرجح صحيحة |
Mark Twain'den alıntı yapmak gerekirse: "Ölümümün söylentileri fazlasıyla abartıldı." | Open Subtitles | ،(سأقتبس من (مارك تواين "الإشاعات عن مقتلي كان مبالغاً بها" |