Ödev hükümetin üç görev kolu hakkında değildi... dört yemek grubu hakkındaydı. | Open Subtitles | لم تكن عن الفروع الثلاثه للحكومه لقد كانت عن اقسام الاكل الاربعه |
İyi görünüyor, ama canım pek yemek istemiyor. İster misin? | Open Subtitles | انا فقط لا اشعر بالرغبة في الاكل هل تريدها ؟ |
George Amca, o bir yüzücü değil. Havuzda yemek satıyor. | Open Subtitles | العمّ جورج، هي ليست سبّاحة انها تبيع الاكل في البركة |
Peki Richard, 47 nasıl oluyor da benim Hint yemeği sevdiğimi biliyor? | Open Subtitles | حسنًا كيف لريتشارد البالغ 47 عامًا أن يعرف أنني أحب الاكل الهندي؟ |
yemekten sonra 4 saat, ve yemekten 3 saat önce yüzmek yok. | Open Subtitles | السباحة ممنوعة حتى أربع ساعت بعد الاكل وكذلك ثلاث ساعات قبل الأكل. |
Ayrıca yemeye cesaret edemediğim, ahtapot,ve bazı deniz hayvanları. | Open Subtitles | أيضاً ذلك وحشِ البحرِ الآخرِ، الأخطبوط، يقولَ بَعْض الناسِ إانه يفتقر للثبات اثناء الاكل. |
Sana yan taraftaki Hayvan Lokantası'ndan biraz yiyecek alacağım. | Open Subtitles | سأشترى بعض الاكل من المحل المجاور محل الحيوانات |
Bu yolculukta yemek vakti belli olmaz. Atına bin. | Open Subtitles | موعد الاكل يأتي ويذهب ولانشعر به في الرحلة ، اركبي حصانك |
Uyuyamıyorum, yemek yiyemiyorum ve 24 saat kaşınıyorum. | Open Subtitles | لا يمكننى النوم . لا يمكننى الاكل فقط اجلس لاحك جلدى 24 ساعه يوميا |
Mutluluğun sırrı yemek ve tuvalete gitmektir. | Open Subtitles | الاكل ثم الذهاب الى الحمام بعدها هي اسرار السعادة |
Son gününde yemek yediği yeri tespit etme şansımız olabilir. | Open Subtitles | هناك تلوثات كيميائية في الاكل قد تدلنا هذه التلوثات عن المكان الذى اكلت فيه |
Ayakları çalışmayan bir insanın ne kadar az yemek yediğini duysanız şaşardınız. | Open Subtitles | سوف تتفاجئ بكميه الاكل القليله التي يأكلها من لاتعمل أرجله |
Sadece karbonhidrat yemek insana iyi gelmez. | Open Subtitles | . لا يمكن للإنسان ان يأكل دائماً الاكل المجفف |
Ama barbilerle oynamak için yemek yedikten sonra, en az bir saat beklemeliyim. | Open Subtitles | ...ولكن يجب ان استريح ساعه على الاقل بعد الاكل قبل ان العب باربي |
Yemeğe evde olurum. Biraz Çin yemeği alırım, ve akşamı evde geçiririz diyordum ve... | Open Subtitles | سأكون في المنزل عند حلول وقت العشاء اعتقد من الممكن ان احظر بعضاً من الاكل الصيني.ونستطيع ان نبقى هنا و |
- Her zaman bir kap yemeği ve suyu vardır. Değil mi oğlum? | Open Subtitles | - لديه دائما دلو من الاكل و الماء ، اليس كذلك ، صغير؟ |
Mike ve Jan her akşam yemekten önce ellerini birleştirip aileniz hakkında konuştular, ama ailenizin çok fazla sırrı var. | Open Subtitles | يضمون ايديهم قبل الاكل للصلاة ويقولون اننا عائلة لكن عائلتك لديها كثير من الاسرار |
Böyle yemeye devam ederseniz vazgeçin daha iyi. | Open Subtitles | استمر فى الاكل بهذه الطريقة وبالاضافة إلى ذلك لن تحتاج إلى عملية وستوفر الـ30 ألف دولار |
Gördüğün gibi kendi başıma yiyecek bulabilirim. Neden senin için çalışayım ki? | Open Subtitles | يمكنني ان اجد مثل هذا الاكل بنفسي لم علي ان اعمل معك ؟ |
Japon yemekleri aynı Ordu'dakiler gibidir. Ne sor, ne söyle. | Open Subtitles | الاكل الياباني مثل الجيش لا تسال، ولا تناقش |
Daha sık görülen tür ise aşırı yeme durumu. | TED | وهو في الحالات العامة الاكثار من الاكل وتجاهل اصدار امر التوقف الى الدماغ الرئيسي |
Buradaki Yemekler biraz farklı biliyorum... ama aslında iyidir ve sizin için faydalıdır. | Open Subtitles | انظر، هيا. اعرف ان الاكل مختلف قليلا هنا لكنّه جيد في الحقيقة ومفيد لك. |
Ne oluyor? Çin yemeklerini seviyorum. | Open Subtitles | ماذا بحق الجحيم , انا احب الاكل الصيني |
Ve kalanlar, ...sürekli yiyebilir, içebilir ve prezervatif kullanmadan seks yapabilirsiniz. | Open Subtitles | وبقيتكم يمكنكم أن تستمروا في الاكل والشرب وممارسة الجنس غير الآمن طوال الوقت |