Klasik müzik indiriyor ve her gün burcunu okuyormuş. Benim gibi. | Open Subtitles | كانت تحمل الموسيقى الكلاسيكية وتقرأ برجها كل يوم، كما هو الشأن بالنسبة لي |
burcunu öğrendim. Doğuştan buralı, Güzellik salonu ve dahası... | Open Subtitles | لديّ برجها الفلكيّ, مكانها الأصليّ صالون التجميل, والكثير. |
Ne konuşuyorsun, onun burcunu gördüm. | Open Subtitles | ! يا لها من تفاهة ! راجعت برجها الفلكي |
Anasını siktiğim Thatcher'ı da fildişi kulesinde oturmuş bizleri savaşçılık oyununa gönderiyor! | Open Subtitles | وتاتشر تجلس في برجها العاجي وترسلنا في حرب مزيفة |
Bir çeşit cezalandırma. Onları canlı olarak kulesinde hapsediyor ve "bitirici vuruş" | Open Subtitles | كعقاب لها قاموا بدفنها في برجها حية |
Bir kıza baktığımda burcunu doğru tahmin ediyorum. | Open Subtitles | أعني أن بإمكاني النظر إلى فتاة و معرفة برجها "أنطوان كارابي) المعروف بـ "ديجي ييلا) |