Birisini olduğu gibi kabul ederek onunla yaşamak istediğin duygusunu bilirsin, değil mi? | Open Subtitles | لا بأس تعلمين كيف يمكنكِ أن تعيشي مع شخصٍ ما وتأخذينهم كشيء حتمي |
Seni siktikten sonra seninle konuşan birisiyle yaşamak. | Open Subtitles | أن تعيشي مع شخص يتكلم معك بعد أن يقوموا بمضاجعتك. |
Kocan bir aptal. Eğer bir aptalla yaşamak istiyorsan bu beni ilgilendirmez. | Open Subtitles | زوجك أحمق, وهذا ليس شأني إذا أردتي أن تعيشي مع أحمق |
Erkek kardeşinle yaşıyorsun. Ve kadınlar için bir spor salonun var | Open Subtitles | تعيشي مع أخاكِ , و تملكِ صاله للالعاب الرياضيه للسيدات |
Burnunun dibinde Orta Doğu'dan biriyle yaşıyorsun ve tüm umurunda olan yan taraftaki o serseriyle röportaj yapmak. | Open Subtitles | تعيشي مع شخص ... من الشرق الأوسط وكل ما يهمك هو إجراء... .مقابلة مع ذلك الجار الحثالة |
Bu kanlı elmas herifiyle beraber mi yaşıyorsun? | Open Subtitles | إذاً أنتٍ تعيشي مع هذا،ال... ، صاحب ماس الصراعات؟ |
O insanla fazla yaşamak zorunda değilsin canım. | Open Subtitles | حسنا, لا يجب ان تعيشي مع هذا الشخص لفترة طويلة, عزيزتي. |
Ancak Hanna masumsa, ve sen suç ortağı olarak onun adını verirsen, hayatın boyunca bu korkunç yalanla yaşamak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | لكن لو ان هانا بريئه وقلتي انها هي من ساعدتك سيتوجب عليك ان تعيشي مع هذه الكذبه الفضيعه |
Tüm bu yalanlarla hayat boyu yaşamak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | ثم عليكي أن تعيشي مع تلك الأكاذيب |
Çünkü ilkel insanlarla birlikte yaşamak istiyordun. | Open Subtitles | لأنك كنتي تريدين أن تعيشي مع الناس في الأدغال! |
Bununla yaşamak zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تعيشي مع هذا |
Bu kanlı elmas herifiyle beraber mi yaşıyorsun? | Open Subtitles | إذاً أنتٍ تعيشي مع هذا،ال... ، صاحب ماس الصراعات؟ |
Bu vicdanla nasıl yaşıyorsun? | Open Subtitles | كيف يمكنكِ أن تعيشي مع نفسك؟ |
Çünkü bir tanesi ile birlikte yaşıyorsun. | Open Subtitles | لأنكي تعيشي مع أحدها |
Asistanlarla mı yaşıyorsun Robbins? | Open Subtitles | روبينز) هل تعيشي مع أطباء مقيمين؟ ) |