Ananızın karnından aklınızda tek bir fikirle çıkıyorsunuz nasıl ölürüm! | Open Subtitles | لقد خلقتم وأنتم تفكرون في شيء واحد فقط كيف تموتون |
Ananızın karnından aklınızda tek bir fikirle çıkıyorsunuz nasıl ölürüm! | Open Subtitles | لقد خلقتم وأنتم تفكرون في شيء واحد فقط كيف تموتون |
Bilmiyoruz. Bütün bunları tartışıyo olmamız garip. Ama kömürü düşünürseniz, yanmış buğday taneleride böyle gözüküyor. Kömürden tamamen farklı değil. | TED | والذي يثير الفضول ونحن نناقش هذه الأمور. لكن مثلما تفكرون في الفحم، هكذا ستبدوا حبات القمح. ليس مخالفة تماما للفحم. |
Ve düşünürseniz el yıkamayı günlük bir alışkanlık haline getirmek, bu davranışı değiştirmek sürdürülebilir bir kaynak gerektiriyor. Kısacası, toplum sağlığı için çalışanlar, sabun firmalarından bağımsız olarak el | TED | وحين تفكرون في هذا، تفكرون فيما هو مطلوب لجعل غسيل الأيدي عادة يومية، هذا يحتاج لتمويل مستمر لتحسين هذا السلوك. |
Bu noktada siz de kendinize tamam bu aklını verememe çok oluyor gibi düşünebilirsiniz. | TED | قد تفكرون في أنفسكم الآن حسنًا، غالبًا ما يتشتت الذهن. |
Bunu düşündüğünüzde, Web'de tarama yapmakla kısıtlanıyoruz, URL'leri hatırlamak, favorileri kaydetmek. | TED | حين تفكرون في الأمر، فنحن مقيدون جدا في تصفحنا للشبكة تذكر الروابط، وحفظ المواقع |
Şöyle düşünüyorsunuz, "İşte, ama Yeni Zelanda'nın Çad'dan daha yüksek GSYİH'sı var!" | TED | أنتم تفكرون في أن "نيوزيلاندا لديها ناتج إجمالي محلي أعلى من تشاد!" |
Bir düşünürseniz, 1000 sterlin bu zamanda o kadar da çok para sayılmaz, o yüzden... | Open Subtitles | في هذه الايام، حقا، تعلمون ذلك عندما تفكرون في ذلك، إذا .. ـ |
Tamam, eğer bu şeyleri nasil hesapladığınızı düşünürseniz, gördüğünüz şeyi alabilirsiniz, tamam, bunu bir çok küçük kutucuğa böleceğim, ve bu da fiziğin sonucudur, değil mi? | TED | حسنا إن كنتم تفكرون في كيف تم حساب هذه الأمور، يمكنكم اعتماد ما تستطيعون رؤيته، حسنا، سأقسمه إلى مربعات صغيرة، وهذه هي النتيجة الفيزيائية، صحيح؟ |
Bu tip şeyler bize geri dönüyor, yani, blogları düşünürseniz, yüksek sanatla ilgili blogları düşünün bi’, tarihi resimler hakkında, dini hikayelerle ilgili olanlar, ve sonra bunu bulursunuz. | TED | مثل هذه الأشياء تجد صدى لدينا، وتعلمون، عندما تفكرون في المدونات، تفكرون في مدونات الفن الراقي، وكأنها المقابل للوحات التاريخية، كل القصص الإنجيلية، وثم تجدون شيئا كهذا. |
Fırtına olduğunda ne olacağını düşünürseniz fırtına dalgası önce kilometrelerce uzunluğundaki bu resiflere çarpar ve resifin arkasındaki kıyı korunmuş olur. | TED | ثم إذا كنتم تفكرون في ما يحدث عندما تأتي العاصفة، إذا كان لارتفاع العاصفة أن يصل إلى أميال من هذه الشعاب، فسيكون الساحل وراءها محميًا. |
siz her zaman yeşil alanınızın olacağı bir şehir düşüneceksiniz. | TED | وكل مرة تفكرون في مدينة ما ، يجب أن تفكرون فيها خضراء |
Ve siz bunu düşünürken mutasyona uğramaya devam ediyoruz. | TED | وفي حين تفكرون في ذلك، نحن نستمر في التحور. |
Doğalgaz da benzer bir konu. Doğalgaz da biyolojik bir ürün. Ve doğalgazı düşündüğünüzde, şey, gazı biliyorsunuz. İşte kömürü çıkarmanın farklı bir yolu. | TED | ومعضلة الغاز مشابهه لذلك. الغاز هو ايضا منتج طاقة حيوية. وحين تفكرون في الغاز، حسنا، أنتم مطلعون على الغاز. وهنا طريقة مختلفة لاستخراج الفحم. |
düşündüğünüzde, kategoriler yerine algıları kullanmayı söylemek kolay. | TED | عندما تفكرون في ذلك. إستخدام الإدراك الحسي بدلًا من التصنيفات هو قول أسهل بكثير من الفعل. |
Şimdi ormanlar hakkında nasıl düşünüyorsunuz? | TED | الآن، كيف أصبحتم تفكرون في الغابات؟ بطريقة مختلفة؟ |
Şu anda, muhtemelen taşrada yaşamın faydaları hakkında düşünüyorsunuz. | TED | الآن، ربما تفكرون في جميع مزايا العيش في الريف. |