yay yapma fikri konusunda derinleştikçe, çevreden uzaklaşmaya, aradıklarımı uzakta aramaya başladım. | TED | و شعرت برغبة عميقة تجاه صنع قوس رماية لقد بدأت بالبحث في مناطق أبعد من الحي الذي أقطن فيه |
Adam silahlıydı bir kılıcı, ve yay ve okları vardı. | Open Subtitles | الرجل كان مسلّح بسيف بالإضافة إلى قوس و أسهم |
Hangi ağaçtan daha sağlam yay yapılacağını öğretebilirim. | Open Subtitles | ويمكنني تعليمكم أي الخشب ينفع لصنع قوس أقوى |
Bir ışık, kemer,sandalye, tanıdık gelen herhangi bir şey hatırlıyor musun. | Open Subtitles | ضوء , قوس , كرسي أي شئ مألوف يمكنك أن تتذكريه |
Bu oku çok sevdiysen, seni yay yapabilirim. | Open Subtitles | إذا اعجبكي ذلك السهمِ، أنا أستطيع جعلك قوس. |
Burası gündoğumunda Utah Canyonlands Ulusal Parkındaki Mesa Arch. | TED | هذا المكان هو قوس ميسا في حديقة كانيونلاند الوطنية في يوتا أثناء شروق الشمس. |
Tatar yayı kullanmada kendimi mükemmelleştirdim. | Open Subtitles | لقد جَعَلتُ نَفسى اُتقن تماماً إستخدام قوس الحرب التَتَارى |
İstersen sana da bir yay yapabilirim. | Open Subtitles | إذا اعجبكي ذلك السهمِ، أنا أستطيع جعلك قوس. |
Bazıları bir yay yapmanın aylar aldığını söylüyor. | Open Subtitles | البعض يقول أنه قد تستغرق شهراً فى صناعه قوس |
Buradan çıkınca sana bir yay yapıp, kullanmayı öğreteceğim. | Open Subtitles | , عندما نخرج من هنا . سأصنع لك قوس . سأعلمك كيف تستخدمة |
Kendiyle övünüp duran, ağaçların arasında yay ve okuyla dolanan bir ahmak hatırlıyorum. | Open Subtitles | انا اتذكر وغد متأنق يجول حول الغابة مع قوس وسهم |
Bu bir yay, ve bir ok ile birlikte çok yaralayıcı olacağına eminim. | Open Subtitles | إنه قوس مركب وأنا متأكدة أنه يتطلب سهماً ليكون مؤذياً |
" Ey yay kaşlı, okun ne zaman göğsümden yana doğrulsa | Open Subtitles | حاجباك قوس وفي أي وقت تسدد سهمك إلى قلبي |
İzleme cihazlı kartta bulduğum kısmi ize bak. Sivri kemer şeklinde. | Open Subtitles | انظري إلى الجزء الذي عثرت عليه في بطاقة الجي بي اس لديه قوس الخيام |
Sakin ol komando. Ben sadece oku ve yayı olan bir adamım. | Open Subtitles | اهدأ أيّها الجندي المغوار، لا أحمل سوى قوس وسهم |
Fena basıldın! Sanal muhabbetlerini boş zamanında yap, Arch. | Open Subtitles | يَتكلّمُ الإنترنت بلباقة على وقتكَ الخاص هناك، قوس. |
Birinci değişkende lord, William'ın güvenilir okunu çalması için bir hırsız tutuyor, o da bir köylüden daha kötü bir ok ödünç almak zorunda kalıyor. | TED | المتغير الأولى: يستأجر الأمير لصاً ليسرق أفضل قوس لدى ويليام فيُجبَر ويليام على أن يستعير قوس عادي من فلاح. |
Kardeşim Gus'ı bilmiyorsunuz. İnsanın kolayca unutabileceği biridir. | Open Subtitles | .أنت لا نعرف أخي قوس .من السهل أن تنساه |
Ah, ne kadar isterdim, gökkuşağının üzerinde bir yerde olmayı. | Open Subtitles | أتمنى لو أنني كنت في مكان ما فوق قوس قزح |
Kana susayan zarif bir yaylı tüfek ve ekili tarlaları mahveden parıltılı bir saban. | TED | قوس أنيق متعطش للدماء ومحراث ناصع دمر الأراضي المزروعة دون غيرها. |
Bu fiyonk büyük ama bu fiyonk daha büyük. | Open Subtitles | هذا القوس كبير، لكن هذا قوس أكبر. |
2,75 uzunluğunda, platin mercan içinde düzeltilmiş, mor bir suyosunu Kemeri. | Open Subtitles | قوس أرجواني مِن الأعشاب البحرية طول 9 أقدام مزين بمرجان مِن البلاتين |
- Vay, gerçekten balon çemberi yapmışsınız. | Open Subtitles | يا للروعة، لقد قمت بالفعل بصنع قوس البالون |
Lorenzo, Rainbow Klüp'ten sipariş ettiğimiz laptopları biliyor musun? | Open Subtitles | لورينزو , تعلم ان تلك الحاسبات النقاله طلبناها لاجل نادي قوس قزح ؟ ؟ |
Kelimeler bunu mahveder ama kesinlikle gök kuşakları bu işe karıştı. | Open Subtitles | الكلمات سوف تفسدها, ولكن, كان هنالك بالتأكيد قوس قزح متواجداً تلك الليلة. |
Ve sillerini Gökkuşağı renklerinde kirpikler gibi çırpıştıran taraklı denizanaları. | TED | والمشطيات الهلامية التي تضرب بأهدابها مشكلة رموشاً بألوان قوس قزح |