Çünkü bu süreçlerin her biri çok büyük miktarda enerji üretiyordu. | Open Subtitles | لأنّ كلّ واحدة من تلك العمليّات تُنتج قدراً كبيراً من الطاقة. |
her biri eşsiz, özel, kar taneleri gibi. | Open Subtitles | أعني كلّ واحدة منهن، فريدة من نوعها، مميزة مثل كرات الثلج المتساقط |
her biri altı tane lazer güdümlü füze taşıyor ki bunların büyük bir kısmı şehrin yarım bloğunu yok edebilir. | Open Subtitles | تحمل كلّ واحدة منها حمولة ست صواريخ موجهة بالليزر، يمكنها تفجير نصف مربع سكني. |
Herbiri bir öncekinden daha iyi. | Open Subtitles | كلّ واحدة أفضل من سابقتها |
Herbiri bir öncekinden daha iyi. | Open Subtitles | كلّ واحدة أفضل من سابقتها |
Bu yuvaların her birinde silah vardı değil mi? | Open Subtitles | كان هناك سلاح في كلّ واحدة من هذه الفتحات، صحيح؟ |
Pek çoğu bizi güldürdü, bazıları ağlattı her birinde kendimizden parçalar bulduk. | Open Subtitles | أضحكتنا الكثير منها، وأخرى أبكتنا... وفي كلّ واحدة منها، أحسسنا أنّها تتحدث عن شيء فينا |
her biri de binalar yanmaya başladıktan kısa süre sonra yüklenmiş. | Open Subtitles | وقد تمّ رفع كلّ واحدة منها إلى الموقع بعد وقت قصير من إحتراق المباني. |
her biri gönderilmeden önce bu kisi bir kör noktaya geçiyor. | Open Subtitles | 08. قبل إرسال كلّ واحدة منها بقليل، يذهب هذا الرجل إلى بقعة عمياء. |
her biri sana ayda kardeşinle dört bankadan soyduğunuz paraların toplamı kadar para kazandırıyor. | Open Subtitles | كلّ واحدة من المضخّات، تجلب لك مالاً بالشهر يساوي ماسرقتهُ أنت وأخوك من البنوك كلها |
Bu elmasların her biri 200.000 değerinde. | Open Subtitles | كلّ واحدة من هذه الماس يستحقّ 200,000. |
her biri âdeta su zaman kapsülü. | Open Subtitles | كلّ واحدة تُعتبر كبسولة زمن مائيّة. |