Geçen sene yaşadığımız onca şeyden sonra, bizi Baloya annenin götürmesi kulağa çok hoş geliyor. | Open Subtitles | لا بأس بعد كل الذي مررنا به بالسابق أمك تنقلنا الى الحفلة أنه حقا شيء جميل. |
Lippe, seni ahmak herif. Senin için yaptığım onca şeyden sonra, nasıl cüret edersin? | Open Subtitles | ليبي أيها اللعين اللقيط بعد كل الذي فعلته من أجلك , كيف تجرؤ ؟ |
Dikkat etmeniz gereken tek şey pencerelerden uzak durmak. | Open Subtitles | كل الذي يجب أن تقلق حوله هو أن تبقى بعيداً عن النوافذ |
Gerçek, benim ihtiyacım olan tek şey, küçük dostum. Hadi. | Open Subtitles | كل الذي أحتاجه الحقيقة يا صديقي الصغير، هيا |
- Yıldönümümüzü orada geçirmiştik. - Tek yaptığın televizyon izlemekti! | Open Subtitles | لقد أمضينا عيد زواجنا هناك كل الذي فعلته أنت مشاهدة التلفاز |
Şimdi gördüğümüz her şey yapay zekânın evriminde anlık bir görüntüdür. | TED | كل الذي نراه الآن هي مجرد لقطة في تطوير الذكاء الإصطناعي. |
bunca şeyden sonra her şeye hakkın var | Open Subtitles | اعتقد بأن لديك كل الحق, بعد كل الذي حدث |
Anlatmak istediğim şey, biraz daha disiplinli olmamız gerektiği. | Open Subtitles | كل الذي اعنيه ، انه يجب علينا ان نكون منتظمين |
Olan biten onca şeyden sonra bana iyi davranan bir tek sen varsın. | Open Subtitles | هل تعرفين أنه بعد كل الذي قيل و فعل أنتِ الوحيدة التي هي طيبة معي |
Savaşta çektiği onca şeyden sonra, aptalca bir araba kazasında öldü! | Open Subtitles | بعد كل الذي تعرض له أثناءالحرب قتل في حادث سيارة غبي! |
Bilhassa yaşadığımız onca şeyden sonra. | Open Subtitles | خصوصاً بعد كل الذي مررنا به مما يجعلكَ تتسائل ماذا كان سيحدث |
Yani diyorsun ki yaşadığımız onca şeyden sonra, bir bilgisayarın benden iyi olduğunu düşünüyorsun? | Open Subtitles | اذن انت تقولين ,بعد كل الذي ممرنا به انت تعتقدين ان الكمبيوتر من الممكن ان يكون افضل مني؟ |
Grace çok iyi vakit geçirmişti. Söyleyebileceği tek şey, bu insanların hepsini sevdiğiydi. | Open Subtitles | كل الذي أستطاعت أن تقوله كان هذا لقد كانت مولعة بهم، |
Ondan nefret etmek istiyorum; fakat ona baktığımda hissettiğim tek şey acıma. | Open Subtitles | أريد أن أكرهه لكن كلّما أنظر إليه كل الذي أشعر به هو العطف |
Düşündüğü tek şey belki de adım atmaktı. | Open Subtitles | من الارجح انه ظن ان هذا كل الذي يجب عليه فعله |
- Tek yapabildiğimiz onlardan çaldığımızı geri vermek. | Open Subtitles | و كل الذي استطعنا فعلة في المقابل هو سرقتهم |
- Tek bildiğim bir kere beraber olmuşlar. | Open Subtitles | كل الذي أعرفه على ما يبدو بإنها نامت مرة مع ذلك الرجل |
Bu yüzden, bütün yapmanız gereken beni asmak, sonra her şey yoluna girecektir. | Open Subtitles | لذلك كل الذي يجب عمله هو أن تشنقني وكل شي سيكون بخير بعدها |
Fakat zannettiğim gibi biri olsaydım şimdi her şey çok daha farklı olurdu. | Open Subtitles | لكن لو حصل كل الذي فكرت به، لإختلفت الأوضاع الآن. |
Jack'in yaptığı bunca şeyden sonra, Burnett'i öldürdüğüne gerçekten inanıyor musun? | Open Subtitles | بعد كل الذي عمله (جاك) اليوم أتعتقد حقاً بأنه قتل (بورنيت)؟ |
Maruz kaldığı bunca şeyden sonra, utandıracağını biliyorsun. | Open Subtitles | بعد كل الذي عانته, تعلمين ذلك جيداً |
Anlatmak istediğim şey, biraz daha disiplinli olmamız gerektiği. | Open Subtitles | كل الذي اعنيه ، انه يجب علينا ان نكون منتظمين |