Söyleyebileceğim tek şey, bunun ülkenin güvenliğini riske atan bir, problem olduğu ve birliğimizin bununla ilgilendiği. | Open Subtitles | كل ما يمكنني أن أقوله أنها كانت تخص تهديد للأمن الوطني وأنالمنظمةتدخلتلتحميهم،هذاكلشيء. |
Onlar hakkında sana diyebileceğim tek şey kadınlar gibi oldukları bağırmayı, dedikodu etmeyi ya da somurtmayı severler. | Open Subtitles | و كل ما يمكنني أن أقوله لك هو أنه ربما أناث القطيع تحب الثرثرة و القيل و القال أو ربما النكد |
Yapabileceğim tek şey ona güvenmeni söylemek. O senin dostun. | Open Subtitles | كل ما يمكنني أن أخبرك هو أن تثق به فهو صديقك |
Artık biliyorum ki bu senden alacağım tek şey olacak ama yaşadığım süre hafızamda kalacak en değerli şey olacak. | Open Subtitles | أعلم الآن أن هذا كل ما يمكنني أن أحصل عليه منكِ لكنني سوف أحتفظ بالذكرى ككنز كما هي لطالما كنتُ على قيد الحياة |
Diyebileceğim tek şey orada mahsur kaldığımdır. | Open Subtitles | ...كل ما يمكنني أن أقوله ...لقد غُرقت، ,وأني مهاجر |
Şu anda görebildiğim tek şey yıldızlar. | Open Subtitles | الآن .. كل ما يمكنني أن أراه هو النجوم |
Şu an düşünebileceğim tek şey bu. | Open Subtitles | هذا كل ما يمكنني أن أفكر به الآن |
Sana güvenle söyleyebileceğim tek şey | Open Subtitles | كل ما يمكنني أن أخبرك إياه بكل ثقة |
Aklıma gelen tek şey, evin içinden sigorta kutusuyla bağlantılı olmayan bir kablo geçiyor ve elektrik çekiyor. | Open Subtitles | كل ما يمكنني أن أفكر هو أن هناك شيئا في المنزل لا يتم توصيله عبر مربع الكسارة... و هو رسم السلطة. |
Düşünebildiğim tek şey bu. | Open Subtitles | هذا هو كل ما يمكنني أن أفكر به. |
İstediğim tek şey bu. | Open Subtitles | هذا هو كل ما يمكنني أن أسأل. |