O yüzden bana balık tutmaya gidelim dediğinde, çok sinir bozucu birisi olduğunu düşündüğüm için kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | عندما قالت لي بأن أذهب معها لصيد السمك شعرت بالإستياء لإعتقادي بأنها كانت مزعجة |
Pardon, bir oyuncakçının dünyanın en popüler oyuncağını bulundurduğunu düşündüğüm için salağım. | Open Subtitles | أجل, أنا غبي لإعتقادي بأن متجر ألعاب ربما يتواجد فيه أشهر لعبة في العالم |
Dürüstlük Ödülü'nü kazanmak için benim yardımıma ihtiyaç duyacağını düşündüğüm için dünyanın en aptal insanıyım ben. | Open Subtitles | انا اغبى واحدة في العالم لإعتقادي انك ستكون في حاجة مساعدتي لتفوز بجائزة النزاهة |
Evde dönebileceğimi düşünecek kadar aptaldım. | Open Subtitles | كم كنت أحمق لإعتقادي بأني يمكنني العودة للوطن |
Sanırım bunun yeterli olduğunu düşünecek kadar aptalım | Open Subtitles | اعتقد انني كُنت خرساء لإعتقادي بأن هذا سيكون كافياً |
- Sizin öbür kadın olduğunuzu düşündüğüm için özür dilerim. | Open Subtitles | -آسف لإعتقادي أنكِ السيدة الأخرى . - . |
Her şeye burnunu sokan serseri herifin birinden hoşlanacağımı düşünecek kadar çılgın mıyım? | Open Subtitles | هل أنا مجنونة لإعتقادي أن لا أحد سيحب تلك المتكبرة التي لا تستطيع عدم التدخل في شؤون الآخرين؟ |
Birlikte kalırsak senin iyiliğine olur diye düşünecek kadar ahmakmışım. | Open Subtitles | أنا ... كنت سخيفة لإعتقادي أنه من الافضل لكي اذا بقينا مع بعض |