En başından beri, doğduğun günden beri, senin beyninin derinliklerinde bu cinayeti işlemeni mümkün kılan bir şey olmalı. | Open Subtitles | ولا يمكنك جعلهم هكذا. لا بد وأنه كان هناك شيىء مُنذ البداية فى أعماق نفسك. والذى دَفعك لفعل هذا. |
bir yetim olarak büyümek çok zor olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان من الصعب أن تكبرى وأنت يتيمه |
Tozlanmış olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان غبار أو شيء من هذا القبيل. |
Ayrıca, İspanyolca öğrenmek senin için çok zor olmuş olmalı. | Open Subtitles | إلى جانب, لا بد وأنه كان صعباً عليك بشدة لتتعلم الإسبانية |
Orada bir şeyler içiyor olmalı ve küt. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان هناك يحتسي الماء، وحدث الأمر |
Ateş yeme numarasını eline yüzüne bulaştırmış olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان يتمرن على أكل النار وأخطأ بالأمر |
- Haklı olmalı. O günden beri iyi hissediyorum. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان محقاً لقد شعرت بالأمان منذ ذلك الحين |
İlk yaşam biçiminin elbette yiyebileceği diğer organizmalar yoktu bu yüzden o, enerjisini ya Güneş'ten ya da kimyasal gradyanlardan üreten bir ototrof olmalı. | TED | وبطبيعة الحال لم يتوفر لأول أشكال الحياة كائنات عضوية أخرى كي يتغذى عليها، إذًا لا بد وأنه كان ذاتي التغذية، يأتي بالطاقة إما من الشمس أو من التفاعلات الكيميائية. |
Bu sıradışı bir zaman olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان وقتاً غير عادي. |
Bir şeye derinine girmiş olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان متعمقاً بأمر ما |
- Geçmişe gidiş olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان حدثاً من الماضي |
Doğacak sorunlardan korkmuş olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان خائفاً مما هو قادم |
Çok kötü bir günah olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان سبباً وجيهاً بغيضاً |
Çok acıkmış olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان جائع. |
1950 olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان في عام 1950 |
Senin için zor olmalı, yani, aynı zamanda Süpermen'in dostuydun. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان صعباً عليك بما أنك صديق (سوبرمان)، كما أعني |
Senin için zor olmalı, yani, aynı zamanda Süpermen'in dostuydun. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان صعباً عليك بما أنك صديق (سوبرمان)، كما أعني |
Çok zor bir karar olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان قرارا صعبا |
Adından söz ettirmiş olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان مثيراً للتعجب |
Onun için kabir azabı gibi bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان أمر قاسٍ عليه |