Bak sana ne diyeceğim, otoyola çıktığımda Sana mesaj yollarım. | Open Subtitles | اسمع ، سأرسل لك رسالة نصية وأنا في الطريق |
Gittiğimizde Sana mesaj atıp olup biteni anlatırım sana. | Open Subtitles | سوف ارسل لك رسالة نصية اذا وصلنا و اخبرك بما يجري هناك |
Dışardayken, sen yokken yani uzaktayken hep seni düşünüyorum Sana mesaj atıyorum, seni bulmaya çalışıyorum ama bakıyorum ki sen aslında yoksun. | Open Subtitles | عندما أكون بالخارج عندما أكون لوحدي عندما أكون بعيدا عنك وأرغب بقضاء بعض الوقت معك وأبعث لك رسالة نصية وأحاول أيجادك |
Çıkarken Sana mesaj atacağım. | Open Subtitles | حسنا, سابعث لك رسالة نصية عندما يجب ان نغادر |
Adresi ve saati Sana mesaj olarak yollarım. | Open Subtitles | سوف أرسل لك رسالة نصية بالعنوان و موعد اللقاء |
Sana mesaj gönderdim, e-mail yazdım hastalıkla başa çıkmanın yolları var. | Open Subtitles | لقد ارسلت لك رسالة نصية , لقد ارسلت لك رسالة بريد الكترونية هنالك طرق للتحكم بالمرض , جون انا اسفة |
Dün gece Sana mesaj attığını fakat bugüne kadar elinden geleni yaptığını söyleyeceksin. | Open Subtitles | أرسلت لك رسالة نصية ليلة أمس لكنك كنت قد فعلت كل ما في وسعك فعله |
Defteri Başkan Jin yakalandıktan sonra vereceğim. Sana mesaj göndereceğim. | Open Subtitles | بعد أن أسلم الدفتر ويُعتقل الرئيس جين .سأرسل لك رسالة نصية فورًا |
Peter Dunlop Sana mesaj attı. | Open Subtitles | بيتر دنلوب أرسل لك رسالة نصية للتو |
Sana mesaj attım. Gelmek zorunda değildin. | Open Subtitles | بعثت لك رسالة نصية لم يتوجب عليك القدوم |
Sana mesaj attım. | Open Subtitles | لقد أرسلت لك رسالة نصية |
Sana mesaj attım ama cevap vermedin. | Open Subtitles | ! أرسلت لك رسالة نصية ولكنك لم ترد وكان (ليونارد) وبيني) يتجادلان... |