O zaman daha önce hiç görmediğimiz bazı şeylerle karşılaştık. | TED | وما رأيناه بعد ذلك كان شيئًا لم نره من قبل. |
Daha önce hiç görmediğimiz bir şey ile allak bullak olmaya can atıyoruz. | TED | كنا بحاجة لأن نشعر بالحيرة التامة أمام شيء جديد لم نره من قبل. |
Snowden'ın henüz görmediğimiz bir kısmı olabileceğini düşünüyor musun? | TED | هل تعتقد أن من الممكن أن هناك جزءاً من سنودن لم نره حتى اللحظة؟ |
1945'te bir Nazi toplama kampında kayboluşundan bu yana onu görmemiştik. | Open Subtitles | لا كنا لم نره منذ إختفائه من معسكر للنازيين العام 1945 |
onu görmedik ve acaba evde mi diye merak ettik. | Open Subtitles | ..نحن فقط لم نره و كنا نتساءل إن كان مريضاً بالمنزل |
CA: Dünya sanki uzun zamandır görmediğimiz bir konumda. | TED | كريس: يبدو وكأن العالم في مكانٍ لم نره من قبل منذُ زمنٍ بعيد. |
İlginç olan tek şey daha önce hiç görmediğimiz bir bileşim. | Open Subtitles | الشئ الوحيد المثير للاهتمام هو مُركّب لم نره من قبل قط هل تتعرفون عليه ؟ |
Hayatımızı hiç görmediğimiz dünyayı kurtarmaya adadık. | Open Subtitles | لقد كرّسنا حياتنا لإنقاذ عالم لم نره حتّى |
Daha önce görmediğimiz kadar fazla para kazanacağız. | Open Subtitles | ربحًا لم نره من قبل. سنستفيد من هذه الأرباح |
Daha önce görmediğimiz biri var ama şahidi sağlam. | Open Subtitles | رجل لم نره من قبل، لكنّه يملك عذر غياب متين. |
Günlerdir, uzun zamandır görmediğimiz bir şey oluyor. | Open Subtitles | لعدة أيّام كان هنالك شيء يحدث شيء لم نره منذ زمن |
Haiti depremi bizim daha önce hiç görmediğimiz bir şeydi. | TED | هاييتي كانت شيئا لم نره من قبل. |
Daha önce gerçekten görmediğimiz bir dünya yaratıyoruz, kana değil, sevgiye odaklı aileler kuruyoruz ve çok azımızın kendisine gösterdiği bir merhamet tarafından yönetiliyoruz. | TED | نحن نخلق عالماً لم نره حرفياً من قبل؛ ننظم أسراً استنادً على الحب وليس رابطة الدم، كما نقود بالتراحم الذي تمتع به عدد قليل منا. |
Bekle, burada daha önce görmediğimiz bir isim var. | Open Subtitles | انتظر ، هناك اسم هنا لم نره من قبل |
görmediğimiz kim var? | Open Subtitles | من الذي نسيته ؟ من الذي لم نره ؟ |
Daha önce hiç görmediğimiz bir bomba türü olabilir. | Open Subtitles | ربما تكون قنبلة من نوع لم نره من قبل |
Tartışma salonunda gördüğümüz bu aday .uzun zamandır görmediğimiz bir Fitzgerald Grant. | Open Subtitles | ذلك... ذلك المرشح في غرفة المناظرة ذلك كان فيتزجيرالد غرانت الذي لم نره منذ زمن |
Tahmin edeceğiniz üzere, uluslararası alarm verildi, Böyle bir hastalığın, bu ölçekte uluslararası bir endişeye yol açtığını daha önce görmemiştik. | TED | و كما كان متوقعًا، كان هناك إنذاردولي، قلق دولي على نطاق لم نره من قبل مُسبب من مرض كهذا. |
- Onu uzun süredir görmemiştik, değil mi Robert? | Open Subtitles | اننا لم نره منذ فترة, اليس كذلك ؟ |
Diskin bu bölümünü hiç görmemiştik. | Open Subtitles | هذا جزء من اليسدك لم نره من قبل |
En başta onu görmedik diyelim... gerçekten başka açıklaması yok. | Open Subtitles | . . نقول أننا لم نره في بادئ الأمر نقول أيّ تفسير غير الحقيقة |