"ينظر الى" - Traduction Arabe en Turc

    • bakıp
        
    • bakıyor
        
    • bakıyordu
        
    • bakacak
        
    • baktığında
        
    "Sadece su, memur beyciğim" demiş. Polis de şişelere bakıp: Open Subtitles مثل الماء ايها الضابط و يقول الشرطى بينما ينظر الى الزجاجة:
    Ne zaman dışarı çıksa, kendisine bakıp, aynı şeyleri yapmış. Open Subtitles كل مرة يخرج فيها من السجن كان ينظر الى نفسه ويفعل نفس الشيئ
    Kasapta bir bebek köpeğe bakıyor. Köpek de kızarmış tavuklara. Open Subtitles هل ترى هذا الطفل الرضيع إنه ينظر الى الكلب وهو يتلهف على الدجاج
    Kasapta bir bebek köpeğe bakıyor. Köpek de kızarmış tavuklara. Open Subtitles هل ترى هذا الطفل الرضيع إنه ينظر الى الكلب وهو يتلهف على الدجاج
    Servoz benim altımda ipe asılı ileri geri sallanıp yukarıya bana bakıyordu. Open Subtitles سيرفيوس كان اسفل منى معلقا فى الهواء وكان ينظر الى اعلى علينا
    Kim benim resmime bakacak? Ona bir kahve, lütfen. Merhaba. Open Subtitles من الذي سيريد ان ينظر الى لوحة لي ؟ مرحبا
    Bir adam, bir şeydir hayatında geriye baktığında bir şey görürsün, gurur. Open Subtitles شيئآ واحدآ فى حياته عندما ينظر الى الوراء، يكون فخورآ
    Yüzüme bakıp bana gerçeği söylemesini istiyorum. Open Subtitles أريد منه أن ينظر الى وجهي و يخبرني الحقيقة
    Suratıma bakıp, git iş bul diyebilecek olan var mı? Open Subtitles من يريد أن ينظر الى في وجهي ويقول لي ان احصل على وظيفة؟
    Robert Huggs yukarıdan aşağı bakıp bize gülümsüyordur. Open Subtitles اعلم ان روبرت هاقز ينظر الى الاسفل الينا , مبتسما
    Herkes askeri geçmişi olmayan bir kadın Donanma Bakanı'na bakıp bunlardan herhangi birinin bir etken olup olmayacağını merak ediyor. Open Subtitles الجميع ينظر الى سكرتيره البحريه والتى هى امرأه وبدون خلفيه عسكريه يتسائلون ما اذا كانت هذه الأشياء
    Bu yüzden hep bir gün doktorun karşısında oturduğumu, onun tahlil sonuçlarıma bakıp bana ''Ricardo, sonuçlar pek iyi gözükmüyor. TED و ظللت أفكر أن يوما ما قد أكون جالسا أمام طبيب ينظر الى نتائج فحوصاتي ثم يقول، "ريكاردو، الأمور لا تبدو مبشرة
    Duvarlara, yerlere bakıyor, ayakkabısına bakıyor. Open Subtitles إنه ينظر الى الجدران، الأرضيه، وإلى حذائه.
    Aynada kendine bakıyor ve baktığı kişiyle bir bağ kuramıyor. Open Subtitles ينظر الى نفسه في المرآة ويشعر بأنه لا يعرف ذلك الرجل الذي ينظر إليه
    Mesela denize bakıyor ve kuruyup fosille dolacağı günü düşünüyor. Open Subtitles ينظر الى البحر, ويفكر بأنه سيكون جافّاً ومليء بالأحافير
    Ve bu şaşırtıcı bir resim, çünkü bu onun hayat destek sistemi, ve hayat destek sistemi aracılığıyla bakıyor. TED وهذه صورة مذهلة ، لأن هذا هو نظام دعم للحياة بأكملها ، وها هو ينظر الى جهاز دعم الحياة خاصته .
    Hayır. Burada herkes senin kıçına bakıyor. Open Subtitles لا ، كل شخص هنا ينظر الى مؤخرتك
    Ailesinin resimlerine bakıyordu. Alelacele evine gitmesi gerekti herhalde. Open Subtitles كان ينظر الى صور عائلته لا بد انه في عجلة للوصول الى بيته
    Efendim, sizin dolabınızda, aile resimleri gibi şahsi eşyalarınıza bakıyordu. Open Subtitles سيدي كان في خزانتك الخاصة ينظر الى أشيائك الشخصية صور العائلة
    Matematik derslerinde, matematiksel sembollere bakıyordu. Open Subtitles في فصول الرياضيات، كان ينظر الى الرموز الرياضية.
    Suratınıza bakacak birini hak ediyorsunuz, hanımlar." Open Subtitles انتن تستحقن شخصاً يريد ان ينظر الى وجهكن الجميل ايتها السيدات
    Bir erkek geçmişine baktığında, herşeyden gurur duymalıdır. Open Subtitles عندما الرجل.. ينظر الى ماضيه.. يجب أن يكون فخوراً به كله

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus