| Ne zaman baban ne zaman müdür olmak zorundayım onu çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | وأنا أحاول معرفة متى أكون مديرك ومتى أكون والدك |
| Nasıl oldu da aracınızı o sürüyordu çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | إنّما أحاول معرفة كيف تأتّى له أن يقود شاحنتكَ |
| Burada sorunu çözmeye çalışıyorum. O şeyi eve ben getirmedim! | Open Subtitles | أنا أحاول حل المشكلة هنا لست أنا من أحضر هذا الشيء إلى هنا |
| Şu anda Penrose varsayımını çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | اتعرف، حالياً انا أحاول حل معادلة بينروز |
| Hayır, daha uzağa nasıl dönebiliriz çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لا، أنا في محاولة لمعرفة كيفية جعله يعود إلى أبعد من ذلك. |
| Sadece bu davayı çözmeye çalışıyorum ve herkes birkaç minik kaburga ayak bileği, el, ayak parmağı ve çene çatlağını o kadar büyütüyor ki. | Open Subtitles | انا فقط احاول حل القضية والجميع يُكبر الموضوع لانني لدي إصابات طفيفة |
| çözmeye çalışıyorum. Olanlarla ilgili bir kılavuzum yok. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أكتشف ذلك ليس هناك دليل تعليمات لما حدث |
| Ben de onu çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | هذا ما أحاول اكتشافه |
| - Marion ben sadece evimize konuk ettiğimiz bayın niteliklerini çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | ماريون" أنا بالكاد أحاول معرفة جودة هذا" . الذي معنا هنا كضيف |
| Hâlâ diğer ikincisini kim yazdı diye çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | ما زلت أحاول معرفة من قام بكتابة الكتابين الآخرين |
| Yani tam olarak nerede olduğumuzu bilmiyorum ama çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لذلك أنا لا أعرف بالضبط ما نحن فيه، ولكن أنا أحاول معرفة. |
| Merakımın bir gereği olarak senin doğanı çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا ببساطة أحاول معرفة طبيعتك بدافع الفضول. |
| Seninle bir cinayeti çözmeye çalışıyorum, her zamanki gibi. | Open Subtitles | أحاول حل جريمة قتل معك كما هو الحال دائماً |
| Küstah bir şekilde davranmaya çalışmıyorum Doktor size hatırlatmama gerek de yok aslında ama bir suçu çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | إسمَع، أنا لا أحاول أن أكون مُتسامح أيها الطبيب، وربّما لا أحتاج إلى تذكيرك، ولكن أنا أحاول حل جريمَة هُنا، |
| Bu gizemi çözmeye çalışıyorum. Tıpkı senin gibi. | Open Subtitles | أحاول حل هذا الغموض مثلك تماماً |
| Biliyorsun kafa patlatıyorum, neden bizimle konuşmadığını çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أوتعلم، لقد أرهقت دماغي في محاولة لمعرفة لماذا لا تتحدث إلينا |
| Şu an işleri çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | احاول حل الاشياء بطريقه صحيحه حسناً؟ |
| Tim Lippe, seni çözmeye çalışıyorum. Yandık. | Open Subtitles | تيم ليبي أنا أحاول أن أكتشف شخصيتك أه يا إلاهي |
| Bilmiyorum. Hala çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف، مازلت أحاول اكتشافه |
| Sadece, bu işte devamlı seninle karşılaşıp karşılaşmayacağımı çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول تبيُّن إن كنت سأظل أقابلك أثناء تحقيقي. |
| Medya kumpasını çözmeye çalışıyorum ama size yalan söyleyemem. | Open Subtitles | إنّني أحاول كشف المؤامرة الإعلامية ولكن لا يمكنني أن أكذب عليكم |
| Evet, ben de bunu çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | نعم, هذا ما أحاول معرفته. |
| Sadece ne tür bir insanın gece yarısında çamaşırhanede tanışmak istediğini çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | فقط أحاول أن أعرف ما الشخص الذي يود مقابلتي في محل الغسيل بمنتصف الليل. |
| Adamın hayatını çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أُحاولُ الفَهْم حياة الرجل. |
| Bu kişiyi kimin öldürmek istediğini çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول تبيّن ما إن كان لدى أيّ شخص دافع لقتل هذا الرجل. |
| Oğlunuzun cinayetini çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنّي أحاول حلّ جريمة مقتل ابنك. |
| Evet, ben de herkes gibi ders programını çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | انا كنتُ أحاول فقط أن أفهم جدولي. |