Düşes ayrıca torunun kaybı için çok üzgün olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | الدوقة طلبت مني ان أخبرك أنها حزينة جداً لفقدانها حفيدها الحبيب |
Bunu normalde ben de yapmam ama geçen gece, çok üzgün görünüyordun. | Open Subtitles | لا أفعل هذا عادة أيضاً لكن الليلة الماضية كنتَ تبدوا حزيناً جداً |
Arkadaşlarınıza da veda ettiniz. çok üzgün olmalısınız. | Open Subtitles | أيضا لوحت بيدك مودعا اصدقاءك من الواضح انك حزين جدا |
Pizza alamadığı için çok üzgün... ve ben aldım. | Open Subtitles | إنـهُ حزين جداً لأنه لايملك بيتزا وأنا أملك |
Böylece çok mutlu bir insanın elinde 10 balon ve çok üzgün birinin elinde 1 balon goruyordunuz. | TED | و بالتالي يوجد شخص سعيد للغاية ممسكا بعشرة بالونات، و آخر حزين للغاية ممسكا ببالون واحد. |
Stacy: Şu anda çok üzgün ve depresif hissediyorum. Ama biliyorsun, çocuklarımın hayatta başarılı olmalarını istiyorum | TED | ستاسي: أشعر أنني حزينة للغاية ومحبطة الآن. لكن، تعرف، أرغب في أن ينجح أطفالي في الحياة |
Bizim iyi arkadaş olduğumuzu bilmiyor. Zaten şimdiden çok üzgün. | Open Subtitles | هل تفهمني,لا يعرف أننا صديقان حميمان,أعني إنه آسف جداً الآن |
Ama çok üzgün olduğum zamanlar modumu yükseltecek bir sırrım var. | Open Subtitles | لكنني أملك خدعة، عندما أكون حزينة جدا أستعملها لترفع من معنوياتي. |
Tek bildiğim, birşey yüzünden çok üzgün olduğu. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أنه كان مستاء جداً بشأن شيء ما |
Hiç sanmıyorum. Sesi çok üzgün geldi. | Open Subtitles | لا أعتقد ذلك, تبدو منزعجة جداً |
Sakinliğini ve kibarlığını koruyarak çok üzgün bir gülümsemeyle bana... | Open Subtitles | هو بقى هادئاً ولطيفاً وقال : لي مع إبتسامة حزينة جداً |
Önceki gün malikaneye gittiğimde onu çok üzgün görmüştüm. | Open Subtitles | أنه فقط ذهبت إلى القصر قبل عدة أيام و كانت حزينة جداً بشأن شيئاً ما |
Ayrıca sakın "çok üzgün" demeyin. Onun yerine... | Open Subtitles | و لا تستخدموا " حزيناً جداً" استخدموا |
Frank, çok üzgün görünüyordun. | Open Subtitles | فرانك، بدوت حزيناً جداً. |
İsterdim ama şu an çok üzgün olduğumdan dilimi yutabilirim. | Open Subtitles | أود ذلك، لكن حزين جدا ، وقد ابتلاع لساني |
Joey evi kaybettiği için çok üzgün | Open Subtitles | جوى حزين جداً لأنه لم يحصل على ذلك المنزل |
çok üzgün biri. Kız arkadaşını kaybetmiş. Uyuması gerek. | Open Subtitles | إنه حزين للغاية ، لقد فقد حبيبته يحتاج للنوم |
çok üzgün görünüyor. | Open Subtitles | حسناً , ها هى انها تبدو حزينة للغاية |
-Şey, o konuda söylediklerim için gerçekten çok üzgün olduğumu bilmeni istiyorum, Gina. | Open Subtitles | بالنسبة لذلك, أريد أن أخبرك بأنني آسف جداً على كلماتي |
Sadece çok üzgün göründüğünü. Sadece o ve onun yaşlarında bir adam vardı. Adam hiç yatışacak gibi değildi. | Open Subtitles | مجرد انها كانت تبدو حزينة جدا كانت هى فقط و رجل فى مثل عمرها تقريبا |
Tek bildiğim, birşey yüzünden çok üzgün olduğu. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أنه كان مستاء جداً بشأن شيء ما |
çok üzgün. Onu korkutmuşsun. | Open Subtitles | إنها منزعجة جداً لقد أخفتها |
Thomas Saltz bugün işe çok üzgün geldi. | Open Subtitles | جاء توماس سالتز إلى العمل اليوم مستاء جدا. |
Evet, onu terk edip seninle çıkmaya başladığım için çok üzgün. | Open Subtitles | أجل، إنه مستاء للغاية من هجري له ومواعدتك. |
Özür dilerim, Godbole, fakat Bayan Quested çok üzgün. | Open Subtitles | لكن الآنسة كويستد مستاءة جداً بالطبع. |
Onun haykırışını duyuyorum çok ama çok üzgün olmalı | Open Subtitles | أسمع صوته الوحيد الباكي ، حزينا جدا بالتأكيد |
Yukarıda dinleniyor. Kardeşiyle ilgili olanlar çok üzgün. | Open Subtitles | إنه يرتاح، إنه فوق إنه غاضب جداً من شقيقه |