| Bu laboratuvarda takımım ile birlikte üzerinde çalıştığım en önemli şeydir. | TED | و هذا هو الشيء الأساسي الذي أعمل عليه مع فريقي بالمختبر |
| Whistler'ın Annesi'nin örtüsünü açmak bu Müze'de olmuş en önemli şeydir. | Open Subtitles | الكشف على أم ويستلر الشيء الأكثر أهمية للحدث في هذا المعرض |
| Sanat zamanın sınavına güzelce ve incelikle katlanan bir şeydir. | Open Subtitles | الفن هو الشيء الذي يصمد أمام اختبار الزمن بجماله وزينته |
| Mutlu sonun ihtimaline dahi inanmak oldukça güçlü bir şeydir. | Open Subtitles | الإيمان حتّى بإمكانيّة حصول نهاياتٍ سعيدة هو أمرٌ قويٌّ جدّاً. |
| Sebebi ve sonucu doğru tayin etmek dünyadaki tüm farklılıkları yaratan şeydir. | TED | إدراك السبب والأثر الحقيقيين في كل شيء يصنع تغيير جذري في العالم. |
| O birisini gezegenin yüzeyinde ordan buraya göndermek için bir şeydir. | Open Subtitles | إنه شيءُ واحد لإرْسال شخص ما هنا وهناك على سطحِ الكوكبِ |
| Bir kadın için üstüne silah doğrultulmuş olunması bambaşka bir şeydir. | Open Subtitles | بالنسبة لأمرأة, أن ترى مسدساً موجهاً إليها هو شيءٌ مختلف بالكامل. |
| Bu hayatta bir şeylere anlam katan tek şeydir aşk. | Open Subtitles | فالحبّ هو الشيء الوحيد الذي يسبغ معنىً على هذه الحياة |
| Emma'nın senin müziğinden daha sıkıcı bulacağı tek şey, benim yaptığım şeydir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد التي تحبه ايما ما عدا موسيقاك هو ما اقوم به |
| Ama onları suçlayamam muhtemelen son bir ayda başlarına gelen en ilginç şeydir. | Open Subtitles | ربما هذا هو الشيء الأكثر إثارة الذي حدث في هذا المكان منذ شهر |
| Ya da hepsi bir sembol veya işaret gibi bir şeydir. | Open Subtitles | أو هذا الشيء هو رمز أو علامة أو شيءٌ من هذا |
| Bilmiyorum, yani, futbol, bu gezegende birlikte yapmayı kabul ettiğimiz tek şeydir. | TED | لا أعرف، كرة القدم هي الشيء الوحيد على هذا الكوكب الذي نستطيع جميعاً أن نتّفق على فعله سوياً. |
| ivme ölçer sensörüne bakmadı. İvme ölçer akıllı telefonun dikey yönelmesini saptayan şeydir. | TED | مقياس التسارع هو الشيء الذي يحدد الإتجاه العمودي للهاتف الذكي. |
| Pekala, sanat sorular yapar ve liderlik ise çok fazla soru soran bir şeydir. | TED | لذلك الفن يصنع الاسئله ، و القيادة هو الشيء الذي يطرح الكثير من الأسئلة. |
| Yapamayacağım söylendi, ki bilirsiniz bu sizi gaza getiren şeydir. | TED | وقيل لي في ذلك الوقت أني لن أتمكن من القبام بذلك وهو الأمر الذي طالما نسمع الناس تردده وهو الشيء الذي يحفزك للقيام به. |
| Aynı şeyi bende tartışırım, sürdürülebilirliği sağlayan ne ise size daha yüksek yaşam kalitesi veren de aynı şeydir. Ve o da, yürünebilir bir yerde yaşamaktır. | TED | أود أن أجادل في نفس الشيء أن ما يجعلك استدامي أكثر هو ما يتيح لك نوعية حياة أرقى، وهذا العيش في حي متجوله. |
| Bir yetişkinin bir çocuğa vurması çok kötü bir şeydir. | Open Subtitles | عندما يقوم البالغ بضرب الطفل, فإن ذلك أمرٌ سيءٌ للغاية. |
| Ama en sonunda düşünerek mantığıma oturttum. Belki bu benim kendimi sunuş şeklimle alakalı, belki de sadece start-up'ıma özgü bir şeydir. | TED | لكن في النهاية بررتها ظناً أنه يمكن أن يكون لهذا علاقة بطريقتي في تقديم نفسي أو أنه فقط شيء مميز لشركتي الناشئة. |
| Bilirsiniz, efendim, ağız hijyeni, büyük şehirlerdeki polislerin pek dikkate almadığı bir şeydir. | Open Subtitles | تَعْرفُ، سيدي، نظافة الفم شيءُ شرطة المدينةِ الكبارِ يُشرفونَ عليه. |
| Seks; aletini yalatan, kıçını emdiren şeydir ama yakınlık başka bir şeydir. | Open Subtitles | الجنس هو أن يُمصَ قضيبك أو مؤخرتك، لكن الحميمية هي شيءٌ آخر. |
| Aslında şerif olmak, isteyeceğim son şeydir, ama ben bir yemin ettim. | Open Subtitles | تَعْرفُ، شخصياً، أنْ اكُونَ مُديرَ شرطة الشيءُ الأخيرُ أُريدُ، لَكنِّي أقسمتُ قَسَماً، |
| İnsan ve hukuk arasındaki bu ilişkideki değişim doğru olan şeydir. | TED | هذا التحول في العلاقة بين الناس والقانون هو ما يجب عمله. |
| Belirsizlik çok kötü bir şeydir. Evrimsel olarak kötüdür. Eğer onun yırtıcı bir hayvan olup olmadığından emin değilseniz, çok geç. | TED | الآن، الشك شيء سيء للغاية. إنه من الناحية التطورية هو أمر سيئ. إذا كنت غير متأكد أن ذلك مفترس، سيكون الأمر متأخرا جدا. |
| Olmaması gereken, ama olan bir şeydir. | Open Subtitles | هي الشّيء الذي يجب أن لا يحدث، لكنّه يحدث. |
| Hele ki kardeşten öteyse daha güzel bir şeydir. | Open Subtitles | {\r\1cH0000FF\t(0,$ldur,\1cHB00006)} {{\fad(500,500)} آ¶ ماعدا الصداقة اللتي تكون ضعيفه آ¶0 |
| Arkadaşlık en güzel şeydir... | Open Subtitles | {\r\1cH0000FF\t(0,$ldur,\1cHB00006)} {{\fad(500,500)} آ¶ الصداقة انها افضل شي في على الاطلاق آ¶0 |