Fred "Bud" Kelly, 1900'lerin başında Nova Scotia'da amcasının çiftliğinde viski şişelerinden buz pateni yapardı. | Open Subtitles | فريد كيلى كان يصنع زلاجات من زجاجات الويسكى فى مزرعه عمه فى اوئل التسعينات |
Fred Kelly, 1900'lerin başında amcasının çiftliğinde viski şişelerinden paten yapardı. | Open Subtitles | فريد كيلى كان يصنع زلاجات من زجاجات الويسكى |
Hiç şarabım yok ama herkese bir tane bu çevre dostu su şişelerinden aldım. | Open Subtitles | لا يوجد نبيذ لكنّي إشتريت للجميع زجاجات الماء الطبيعية هذه |
Sende babanın boş olan acı sos şişelerinden birisini kullanarak ev yapımı bir bomba yaptın ve burada kullandığınız yapışkanı kullanarak bombayı benzin deposuna yapıştırdın. | Open Subtitles | صنعت قنبلة منزلية من واحد من قوارير الصلصة الحارة وأرفعتها بصفيحة غاز بالصمغ |
Bira şişelerinden ya da şırıngalardan ızgara yapmak istemiyorsan tabii. | Open Subtitles | مالم ترن غليان قوارير البيرة في المحاقن |
Gaz yağı olsaydı şu şarap şişelerinden Molotof kokteyli yapabilirdik. | Open Subtitles | يمكننا صنع قذائف حارقة بزجاجات النبيذ القديمة تلك. |
Market masrafımın yarısını attığın boş bira şişelerinden çıkarıyorum. | Open Subtitles | أبتاع نصف بقالتيّ بزجاجات بيرتكَ الفارغة |
Peki küçük şampuan şişelerinden varsa? | Open Subtitles | وإن كان لديهم أيًا من زجاجات الشامبو الصغيرة تلك؟ |
Prag'daki Listerine şişelerinden... bir yığın kaçırmıştım. | Open Subtitles | لقد هرّبت كمية كاملة منها " من " براغ في زجاجات الليسترين |
içerde bu içki şişelerinden yığınla var. | Open Subtitles | هناك زجاجات وزجاجات من الخمر هناك |
Doug, ofisteki şişelerinden birini açtı. | Open Subtitles | قام " دوج " بفتح إحدى زجاجات الجعة الموجودة في مكتبه |
Peki ben ne yaptım? Oregon'a uçtum, ve Evergreeen (bir dizi) izlerken yağmur yağmaya başladı. Uçaktan aldığım bir sürü küçük "kendime acıyorum" şişelerinden içerken, | TED | لكن عوضاً عن ذلك، عدت إلى ولاية أوريغون، وبينما كنت أشاهد المطر والمناظر الدائمة الخضرة وهي تعود إلى الحياة، شربت العديد من زجاجات "أشعر بالأسف لنفسك" الصغيرة والتي تقدم على متن الطائرة. |