Madem gemimi satın aldınız, açık sözlü olacağım. | Open Subtitles | اﻵن وقد تم تأمين السفينة دعني أكون صريحاً معك |
Ama, açık sözlü olmak gerekirse, her zaman kendini geliştirmeye açık olman gerekir. | Open Subtitles | ولكنلأكون صريحاً دوماً هناك مجالاً للتحسُّن. |
Benim felsefem ne biliyor musun? İçtiğim zaman acayip açık sözlü olurum. | Open Subtitles | هل تعرف ما هي نظريتي و حين أشرب أصبح صريحة بشكل مؤلم |
Evet, bu konuda çok açık sözlü ve dürüst olmuştun. | Open Subtitles | نعم، وقد كنتِ صريحة وصادقة حول الأمر في ذلك الوقت. |
Biliyorum bu onun son isteği ve açık sözlü ve dürüst olmalıyım ama sorun şu ki, onun hakkında söyleyecek iyi şeyler bulamıyorum. | Open Subtitles | أعلم بان هذا كان طلبه النهائي أنني اكون صريح وصادق لكن المشكلة لا أستطيع العثور على أي شيء جيد |
Olabilir, ama oğlumu açık sözlü yetiştiriyorum, tamam mı? | Open Subtitles | حسن، ربما، لكنّي ربيت ابني ليكون صريح ويرمي بالكلمة مباشرة |
Geçmişte birbirinize karşı hisleriniz konusunda açık sözlü davrandığınızı biliyorum. | Open Subtitles | تعلمون لقد كنتما صريحين عن مشاعركما لبعضكما البعض في الماضي |
Seni oğlum yerine koyduğuma göre sana karşı açık sözlü olayım. | Open Subtitles | سأكون صريحاً معك بما أنَّك بمثابة ابنٍ لي |
açık sözlü birisiniz. Ben de açık konuşacağım olacağım. | Open Subtitles | حسناً، أنّك رجل صريح، لذلك سأكون صريحاً معك. |
Ama açık sözlü olmak gerekirse burada hayır kurumu yönetmiyorum. | Open Subtitles | لكن كي أكون صريحاً ، أنا لست أعمل في العمل الخيري |
Sadece açık sözlü ol. Konu hep ruh haliyle ilgili olmuştur. | Open Subtitles | كن صريحاً فحسب، الأمر يتعلق دائماً بالمزاج. |
Sizinle kongrede çalışırken benden hep açık sözlü olmamı isterdiniz. | Open Subtitles | عندما عملت لصالحك بالمكونغرس طلبت مني دائماً أن أكون صريحاً معك |
Çalışanlarından biri aniden rahatsızlanmış ve acilen birisine ihtiyaçları varmış ben de personel müdürüyle konuştum ve itiraf etmeliyim ki ona karşı çok açık sözlü değildim, yani... | Open Subtitles | الرجل الذى يعمل لديهم اصابه المرض فجأة ويريدون آخر على الفور لذا, تحدّثت الى مدير الموظفين هناك لابد ان اعترف اننى لم اكن صريحة جدا معه, اعنى.. |
açık sözlü ya da kadın olduğum için kusura bakma ama bu iş böyle olacak. | Open Subtitles | لذا فسامحني لكوني صريحة أو أنثى لكن الأمر سيسير هكذا |
Dürüst, açık sözlü, hiçbir şeyi saklamayan. Sonunda "yin"ime bir "yin" buldum. | Open Subtitles | ،أنتي صادقة ، صريحة ، ولا تخفي شيء أخيراً ، وجدت الشخص الذي يناسبني |
...düşündüm ki açık sözlü bir konuşma yapmanın zamanı gelmiştir. Neyle ilgili Clora? | Open Subtitles | لذا أعتقد أن الوقتُ حان لمحادثة صريحة عن اي شيء، كلورا؟ |
Becerikli, güçlü, sessiz, açık sözlü, nasıl istersen. | Open Subtitles | عملي , قوي , صامت , صريح , الأمر عائد إليك |
Becerikli, güçlü, sessiz, açık sözlü, nasıl istersen. | Open Subtitles | عملي , قوي , صامت , صريح , الأمر عائد إليك |
açık sözlü, açık fikirli ve tabusuz olmalarına çalışıyoruz. | Open Subtitles | منفتح, صريح, جريئ هذا ما نشجعه نحن |
Arkadaşlarıymış gibi açık sözlü ol, ne konuda isterlerse sohbet et onlarla. | Open Subtitles | نكون صريحين معهم كما لو أننا أصدقاء ونتحدث معهم في أي شيء يريدونه |
"Sessiz olacağım, diye açıkladı Archie. Ben de açık sözlü olacağım." | Open Subtitles | سوف أكون هادئة جدا أجاب ارشي وأنا سوف أكون صريحا بجرأة |
Tabii hoşlandığı birine karşı açık sözlü davrandıysa o zaman iş değişir. | Open Subtitles | إلاّ إذا كان صريحًا مع شخص يهتم به |
Sizin kadar açık sözlü olmayacağımı bilin Leydi. | Open Subtitles | لا أتظاهر بأن صراحتي تماثل صراحة جلالتك |