Benim yapmaya çalıştığım, bu hormon ve nörotransmitterleri ayarlayarak, hastalığım ve ameliyatımdan sonra zekâmı, yaratıcı düşüncemi, fikir akışımı geri kazanmaya çalışmaktı. | TED | ما كنت أحاول فعله بالقيام بتعديل وموازنة الهرمونات والناقلات العصبية وماشابه محاولة لاستعادة ذكائي المفقود بعد المرض والجراحة. أفكاري الابداعية. وتسلل الافكار. |
Benim yapmaya çalıştığım da buydu sonra biri gurumu patlatmama neden oldu. | Open Subtitles | هذا ما كنتُ أحاول فعله وبعدها جعلتني أُفجِّر معلمي لليوغا |
Sanırım Benim yapmaya çalıştığım şey ilişkinizin geçmişinin hesabını çıkartmak. | Open Subtitles | و أعتقد أن ما أحاول فعله أن آخذ بعين الاعتبار التاريخ الكامل لعلاقتكما |
Benim yapmaya çalıştığım, bu iki bakış açısını bire indirgeyip fotoğraflarımın bakanın hem kalbine hem de beynine hitap etmesini sağlamaktır. | TED | ما أحاول القيام به هو السعي إليه هو جعل هذين الفكرتين فكرة واحد حيث أن صوري تتحدث إلى قلب المشاهد و أيضا للدماغ للمشاهد. |
Demek istediğim, hepimize doğumda bir cinsiyet tahsis ediliyor ve Benim yapmaya çalıştığım şey bazen tahsis edilen cinsiyetin kişiyle uyuşmadığına ve insanların kendi kendilerini tanımlamalarına izin verecek bir kapsam olması gerektiğine dair bir konuşma içerisine girmek. Ve bu, ebeveynlerle, iş arkadaşlarıyla yapmamız gereken bir konuşma. | TED | أعني، جميعنا تم تصنفينا حين ولدنا، ولذلك ما أحاول القيام به هو بدء تلك المحادثة أنه أحيانا الجنس المحدد لنا لا يوافقنا. ولذلك يجب أن توجد مساحة تمكن للناس تحديده ذاتيا، وتلك المحادثة التي علينا خوضها يجب أن تكون مع الآباء، والزملاء. |
Benim yapmaya çalıştığım şey Amerikan yaşam şeklini korumak. | Open Subtitles | ما أحاول فعله هو الحفاظ على طريقة المعيشة الأمريكية |
Benim yapmaya çalıştığım sadece özür dilemekti. Hepsi bu. | Open Subtitles | كل ما كنت أحاول فعله هو الإعتذار هذا كل شئ |
Benim yapmaya çalıştığım da bu. | Open Subtitles | . هذا ما أقوله. هذا ماكنت أحاول فعله. |
- Benim yapmaya çalıştığım tam olarak bu. | Open Subtitles | هذا ما أحاول فعله. |
Benim yapmaya çalıştığım şey de bu! | Open Subtitles | هذا ما أحاول فعله! |