Geçen yaz Vietnamlı bir çete yakaladık deniz yoluyla eroin getiriyorlardı. | Open Subtitles | الصيف الماضي قضينا على عصابة فيتنامية تجلب الكوكايين بواسطة قارب شراعي |
Eğer mükemmel bir haydut tayfası yaratmak isteseydim böyle bir çete oluştururdum. | Open Subtitles | لو كان لي الخيار بتأليف عصابة خارجة عن القانون لشكلت هذة العصابة |
bir çete dolusu güzel bayan pistte popolarını sallamaya hazır. | Open Subtitles | لدينا عصابة نساء حسناوات على ساحة الرقص جاهزون لهز مؤخراتهن |
bir çete üyesini tutuklamış olmanıza rağmen müvekkilimi taciz ediyorsunuz. | Open Subtitles | لديك مجرم عصابات في الحجز وأنت بإصرار على التحرش بموكلي |
Esas kurtardığımız adamın kölesi olduğumuzda... onun her dediğini yaptığımızda... bir çete gibi olmuştuk. | Open Subtitles | نحن كنا غوغاء عندما جلسنا كسجناء للرجل نحن موفرون و طاعتة |
Bay Mascarpone'nin Machiavelli'nin düşüncelerini kendi iş hayatına... bir çete lideri olarak uyguladığını fark ettim. | Open Subtitles | اعتقدت ان مستر ماسكابوني قام بتطبيق افكار ماكيافالي في حياته العمليه كزعيم عصابه |
Dr. Brennan bir çete üyesinin yakın zamanda mülkünüzde bulunduğuna dair kanıt buldu. | Open Subtitles | عثرت الطبيبة برينان على دليل تعود لفرد عصابة كان يقيم في منزلك مؤخراً |
Bay Watchman, On yaşındaki oğlum küçük bir çete bozmasından dayak yiyor. | Open Subtitles | ابني الذي يبلغ العاشرة ضرب من طرف عصابة تتكون من مغني الراب |
Babasının es geçtiği bir çete üyesi için çalışan gangsterler tarafından öldürülmüş. | Open Subtitles | قُتل على يد مجرمين يعملون لصالح زعيم عصابة هرب من قبضة أبيها |
Eski Neo-Nazi dazlağı, bir çete tarafından taciz edildiğini söylüyor. | Open Subtitles | انه نازي سابق همجي يدعي أنه مُطارد من قبل عصابة |
Şimdi unutmayın... Medellin Karteli sadece büyük bir çete değildi. | Open Subtitles | يجب معرفة أن جماعة ميدلين لم تكن مجرد عصابة كبيرة |
Kafasından vurulan bir çete üyesinin olay yeri fotoğrafını görmüş. | Open Subtitles | رأى صورة مسرح جريمة، عضو عصابة ميّت بطلقة في الرأس. |
Sonuç olarak bir çete lideri olarak, görüyorsunuz ki gücünüz vardı. Oldukça güzel bir hayat. Fakat en sonunda eve gidip annenizle | TED | كزعيم عصابة لديك القوة. وهي حياة جميلة. ولكن في النهاية، فأنت تعيش مع والدتك. |
Mart 1892'de Memphis, Tennessee'deki üç siyahi market sahibi beyaz adamlardan oluşan bir çete tarafından öldürüldü. | TED | في مارس عام 1892 لقي ثلاثة سود أصحاب محال تجارية في مدينة ممفيس بولاية تينيسي، مصرعهم على يد عصابة من الرجال البيض. |
Cevaben, beyazlardan oluşan bir çete gazete baskısını yok etti. | TED | ردًا على ذلك، دمرت عصابة من البيض مطابع صحيفتها، |
Oshea daha ergenken Mary'nin tek oğlu olan Laramiun Byrd'ü bir çete çatışmasında öldürdü. | TED | فقد قتل أوشي وهو مراهق ابن ماري الوحيد لاراميون بير في مشاجرة عصابات. |
Fakat 18 yaşında bir grup çocuğu silahlandırmak kısa zamanda onları bir çete hâline dönüştürüyor. | TED | ولكن قوة مكونة من فتية مسلحين في سن 18، ستتحول قريبًا جدًا، ومع مرور الوقت، إلى عصابات. |
Bu Rio'da yapılan bir çete savaşında atılmış bir kurşunun yakınlardaki dağcılık salonunda tırmanış yapan iki yaşındaki kızın kafasından vurulmasına da göz yummaktır. | TED | وهو ما يسمح لرصاصة أن تُطلق خلال حرب عصابات في ريو لتستقر في رأس طفلة عمرها سنتان تلهو في حديقة قريبة مخصصة للأطفال. |
Onu öldürürken bir çete değildik. | Open Subtitles | نحن ما كنا غوغاء عندما قتلناه. |
Sen ve diğer haydut arkadaşın buralardaki diğer herkes gibi bir çete kurdunuz. | Open Subtitles | انته وذلك المجرم بداتم عصابه مثل اى شخص هنا |
Bir kaynak ise çatışmaların yeni bir çete yapılanmasının eseri olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لكن أخبرني مصدر في الداخل" أن هذه الهجوم المروع من المرجح جداً أن يكون من قبل العصابة". |
Bence, işin içinde bir çete var. | Open Subtitles | رِهاني؟ عِصابة المُخدّرات كانت متورّطة في الأمر |