Babamın iyileştiğini ve doktorların onun iyi olacağını söylediğini haber vermek için aramıştım. | Open Subtitles | كنت أتصل فقط لأقول له أن أبي يتعافى والطبيب قال أنه سيكون بخير |
Hayatımı ileri sarıp, herşeyin iyi olacağını görmek isterdim. | Open Subtitles | أتمنى فقط لو كان بإمكاني معرفة مستقبلي و أرى أن كل شيء سيكون بخير |
Afedersin. Annem ve babam her şeyin iyi olacağını söylüyor. | Open Subtitles | آسف، لكن أمي وأبي يخبرانني باستمرار بأن الأمور ستكون بخير |
Doktor, iyi olacağını söyledi. Sanırım, çok iyi bir atış yaptım. | Open Subtitles | يقول الطبيب انك ستكون بخير اعتقد انني اجيد التسديد |
Bak, genellikle kahvemi içmeden çağrılara gitmem, ama bunun senin için iyi olacağını düşünüyorum, evlat. | Open Subtitles | الان اترى , انا لا البى نداءات عادة قبل ان ااخذ قهوتى ولكنى اعتقد ان هذا سيكون جيد بالنسبة لك يابنى |
Kalacak bir yer ve bedava yemek aradığımız için, bunun iyi olacağını düşündüm, ama bunun karşılığında, mabedin kurallarına uymamız gerekiyordu. | Open Subtitles | توقعت أن ذلك سيكون جيداً لأننا سنجد طعاماً و مكاناً للإقامة بالمجان. لكن بالمقابل, كان علينا أن نلتزم بقوانين المعبد. |
Geleceğin daha iyi olacağını düşünenlerin oranı yüzde 82 kadar büyük. | TED | من يتوقعون أن المستقبل سيكون أفضل: نسبة هائلة تصل لـ 82%. |
Ta ki yanlış teşhis konduğunu, iyi olacağını öğrenene kadar. | Open Subtitles | فقط لمعرفة أنه كان خطاء في التشخيص .و أنه سيكون بخير |
Sadece doktorların kocamın iyi olacağını söylediklerini bilmenizi istedim. | Open Subtitles | كلا، شكراً لك أردت فقط إبلاغك بأن الأطباء يقولون بأن زوجي سيكون بخير |
Size kaçık yaşlı bir kadın gibi görünüyor olabilirim ve bu aptal küçük bir ameliyat olabilir ama bana her şeyin iyi olacağını söylemenizi istiyorum. | Open Subtitles | وقد أبدو لك سيّدةً مخبولةً عجوزاً ولربّما هذا الإجراءُ سخيفٌ وصغير لكنّني أريدُكِ أن تخبريني أنّ كلّ شيءٍ سيكون بخير |
Doktorlar, Rodney'in iyi olacağını söylüyorlar. | Open Subtitles | أخبرني الأطباء أن رودني سيكون بخير. انها مجرد جرح في اللحم |
Babalarının bir kaza geçirdiğini ama iyi olacağını söyledim. | Open Subtitles | بأنّ والدهما تعرّض لحادث ولكنّه سيكون بخير |
- Ben iyi olacağını sanıyorum. ince tatlı bir zarı var. | Open Subtitles | . أعتقد بأنك ستكون بخير .إنها مغطاة بغلاف من الحلوى |
Eğer gece yarısında her şeyin iyi olacağını söyleyen bir ses duyarsan o ben olacağım | Open Subtitles | إذا سمعت صوت في منتصف الليل يقول ستكون بخير |
İyi olacağını biliyordum. | Open Subtitles | عرفت أنها ستكون بخير , عرفته فقط , لكني مرتاحه جداً |
Onu koruyacağını söylemiştin. İyi olacağını söylemiştin. | Open Subtitles | قلتِ بأنكِ ستحمينها، قلتِ بأنها ستكون بخير |
Sana güvendik. Sarah için iyi olacağını söylemiştin. | Open Subtitles | نحن جميعآ وثقنا بكى لقد أخبترينى هذا سيكون جيد لساره |
Yönetmenin kontrol manyağı olduğunu söylüyor ama filmin iyi olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | المخرج مهووس بالسيطرة لكنها تعتقد أن الفيلم سيكون جيداً |
Evi terk ettiğim sırada bende bir kusur olduğunu ve oğlumun bensiz daha iyi olacağını sanmıştım. | Open Subtitles | فى وقت مغادرتى, شعرت بأن هناك شيئاً فظيع فىِ وأنه سيكون أفضل لو لم يكن ابنى معى |
Şimdi... birlikte ilk öğleden... sonramızı kapatmak için kampüs etrafında güzel... küçük bir gezintinin iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | الآن أعتقد سيكون لطيفاً إذا نحن كنا سنقضي عصرنا الأول سوية |
Onun ölmesine göz yumarsam, hayatımın daha iyi olacağını düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أفكر أن حياتي ستكون أفضل لو تركته يموت |
Sakin bir yerde konuşmamızın çok daha iyi olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتقدت أنه من الأفضل التحدث على إنفراد بمكان أقل رهبة. |
İyi olana kadar burada kalmasının daha iyi olacağını düşündük. | Open Subtitles | لهذا نظن أنه يجب أن تبقى هنا لفترة، حتى تتحسن |
Dr. Cottle iyi olacağını söylüyor ama tamamen iyileşmesi biraz zaman alacakmış. | Open Subtitles | دكتور(كوتل) يقول أنها ستصبح بخير ولكن ستستغرق فترة قبل أن تتعافى تماماً |
Aslında tarama sonuçlarının iyi olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | في الواقع أنا أظن بأن الأخبار عن الفحص ستكون جيدة |
Tom da bunu anlayacaktır, eminim. Gitsem iyi olacak. Bana iyi olacağını söyle. | Open Subtitles | توم سيأتي، أنا متأكّدة أنه سيأتي أخبرني أنه سيصبح بخير |
Yine de, bu akşam her şeyin iyi olacağını hissediyorum. | Open Subtitles | لكن هذه الليلة .لدي شعور أن كل شيء سيكون على ما يرام |
Benden ne kadar uzak olursa o kadar iyi olacağını. | Open Subtitles | لقد أخبرته أنّه إذا ابتعد عني سيكون على مايرام .. |
George'un sıkı çalışmanın ve emek vermenin ne demek olduğunu bilen birisiyle olmasını iyi olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد انه من الجيد لي جورج ان يواعد شخص الذي يعرف القيمه من العمل الشاق |